Türkiye Rusya’dan petrol ve doğal gaz alımını kesecek: Erdoğan-Trump görüşmesinde gerçekçilik düzeyi

Türkiye Rusya’dan petrol ve doğal gaz alımını kesecek: Erdoğan-Trump görüşmesinde gerçekçilik düzeyi
Türkiye Rusya’dan petrol ve doğal gaz alımını kesecek: Erdoğan-Trump görüşmesinde gerçekçilik düzeyi

Siyasette ve ticarette yapılan bir anlaşmanın anlamlı sonuçlar vermesi ve beklenilen yan etkilerinin olabilmesi için öncelikle uygulanabilir alt yapısının olması gereklidir. Dengeleri görmezden gelerek yapılacak planlamalar hayal ve taslak olarak kalmaya mahkumdur. Anlaşmayı yerine getirme olanağı olmayan taraf büyük zarar eder ve bir süre sonra kayıplarını kabul edip zararın neresinden dönersem kardır hesabını yapıp anlaşmadan çekilmek zorunda kalır.

Trump-Erdoğan görüşmesi gündemi meşgul etmiş durumdadır. Görüşmenin bölgemizde geniş etkileri olacaktır. Pazarlık masasına Kürtlerin durumunun ve geleceğinin taşınmaması mümkün değildir. Siyasetle az da ilgisi olanlar dahil siyasetçiler, gazeteciler ve devletin propaganda görevlileri zafer ile hezimet arasında farklı yorumlar yapıyorlar. Değerlendirmeler ve analizler öyle görünüyor ki birkaç hafta daha yapılmaya devam edilecektir. 

Konuşulan ve anlaşıldığı idea edilenlerin tümü Kürtleri etkileyen konular olup Türkiye için acilen uygulamaya sokulması gerekenlerdir. Görüşme öncesi basın önünde yapılan konuşma dikkatle dinlenildiği zaman propaganda görevini yapan basının anlatımlarının çelişkilerle dolu olduğunu görebiliriz. Algılar gerçeklerle uyuşmamaktadır. 

Bu yazımla gündeme getirmek istediğim konu sayısı havada uçuşan uçak alımı ile Türkiye’nin Rusya’dan petrol ve doğal gaz alımını kısa süre içinde durduracağını taahhüt etmesidir. 

Türkiye'nin, Kürtlerin herhangi bir parçada statü elde etmemesi için, olanağı var ise veremeyeceği taviz yoktur. Anti-Kürt nizam için onlar kaybedecekleri paranın miktarını önemsemezler ama karşı tarafın, bunun gerçekçi olup olmadığına bakmayacağını düşünmek mantıklı analiz yöntemi değildir. 

Aşağıdaki tabloda (Enerji Bakanlığı’na ait bir tablodur) görüldüğü gibi Türkiye petrol ithalatının yüzde 67,84’nü Rusya’dan yapmaktadır. Aynı durum doğal gaz için de geçerlidir. Diğer dikkat çekici yanı ise Petrol üreticisi olmayan ülkelerden de ham petrol ithalatı yapmasıdır. Bu enerji ihtiyacını karşılamak için Türkiye’nin tefeciye düştüğünü göstermektedir. Rusya’nın da siyasi hedeflerinin yanında tefecilik yaptığını unutmamak gereklidir. Rusya’nın Türkiye’ye sattığı gazın fiyatı Avrupa’ya yaptığı satış fiyatının çok üstünde olduğunu unutmayalım. Geçen yıl Erdoğan ile Putin arasında yapılan görüşmede Erdoğan borç ertelemesini gündeme getirdiğinde Putin’in yüz ifadesine bakılmasını tavsiye ediyorum.

Günümüz koşullarında söylenildiği miktarda uçak alımı ile Rusya’dan enerji ithalatının kesilmesi bence mümkün değildir. Peki neden?

- Ticari uçaklar leasing şirketleri tarafından finanse edilmektedir. Bu firmalar diğer bir deyişle tefecidirler. Tefeciler risk analizi yaparlar. Türkiye bu kadar yüksek perdeden konuşsa da leasing firmaları için kabul edilebilir risk sınırları içinde değildir.

- Amerika’dan petrol ve gaz ithalatı ABD yasaları açısından mümkün değildir. Bunun yapılabilmesi için yasaların değişmesi gerekmektedir. Orada bir anlaşma için yasa değişikliği sanıldığı kadar kolay değildir.

- Petrol için Türkiye açısından mevcut koşullarda rota değişikliği o kadar kolay değildir. Diğer devletler şimdilik Rusya’nın koşullarında Türkiye’ye mal satmaya hazır değiller. 

Türkiye’nin söylenileni yapabilmesi için Kürdistan’ın petrol ve gazına yönelmesi gerekiyor. Başka çaresi yoktur. Başur ve Rojava’daki Kürt yöneticileri doğru okuma yapabilirler ise bundan Kürdistan kazançlı çıkacaktır. Umutlu olmak için gerekçe bulmaya çalışıyorum. Mesud Barzani’nin öngörüsüne inanmak bana cazip geliyor.

Türkiye çok sıkışmış durumdadır. Bunun en iyi göstergesi kendisi için büyük koz olan Abdullah Öcalan’dan vazgeçmiş olmasıdır. Yürüttüğü sürecin sonunda olacak olan budur. Yalan ve algıya değil gelecek menfaatimize bakma dileği ile..

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.