Yeni sezonda Kürt şehir takımları

Kurd24

Türkiye İkinci Ligi’nde mücadele eden beş Kürt şehir futbol kulübüne, yeni sezonda başarılar diliyorum. Umarım bu beş kulüp, başarılı bir sezon geçirir ve bir üst lige çıkar. Bu koşul ve imkanlar içinde bunun kolay bir iş olmadığını biliyorum ama gönlüm, bu takımların üst liglere yükselmesini arzuluyor. Bu dünyadan göç etmeden önce bu takımlardan birini söz gelimi Süper Lig’de görmek ve ağız tadıyla maç yorumlarını yazmak isterdim. Bu seviye de kendini bir hakiki taraftar olarak, hissetmek isterdim. Bütün umudum Dalkurd’un Avrupa serüvenini izleyip coşkuyla yazmaktı. Ama anlaşılan o ki bu hayalimi uzun bir zaman sonrasına ertelemek zorundayım. Çünkü Dalkurd’da işler iyi gitmiyor ve bu sezon da daha şimdiden kaybedilmiş vaziyette.

TRT Kurdî canlı yayınladığı için Vanspor - Adıyamanspor maçını izleme fırsatı buldum. Geriye kalan diğer Kürt şehir kulüplerinin maçlarını, yine TRT Kurdî’nin derlediği özetlerden izleme fırsatım oldu. Biliyorum henüz sezonun başı ve ilk maçlar oynandı. O nedenle kesin ve kati şeyler söylemek için henüz çok erken. Prensip olarak bütün takımlara en an hazırlık kampı kadar bir süre tanımak ve ondan sonra kimi yargılara varmak adil bir davranış olur. Yani ağır eleştirileri 6. haftanın sonuna saklayacağım. Ondan sonra atış serbest.

Vanspor - Adıyamanspor maçını izlerken, futbol oyununun evrensel ilkeleri bakımından kimi yanlış oyun pratiklerine rastladım. Mesela hem Vanspor’da hem de Adıyamanspor’da bir oyun stratejisi kanıtlarına rastlamadım. Belli ki iki takımın teknik direktörü de oyun stratejisi için bir karar vermemiş bir tercihte bulunmamış. Özet görüntülerde diğer takımların aynı dertten mustarip olduğunu gördüm.

Her şeyden önce kendimizi kandırmaktan vazgeçmeliyiz ve bir tercih yapmalıyız. Takım ne oynuyor? Defans mı hücum mu? İkisini de oynuyoruz palavrasına karnım tok çünkü öyle değil. Eğer hücum oynuyorsanız defans yapılarınız neden oyunun içinde değil, eğer defans yapıyorsanız hücum hattınız neden bölgesel baskılar yapmıyor? Bu basit soru ve gözlem bile, hiçbir takımın ciddi bir oyun stratejisine sahip olmadığını açığa çıkarır.

Ayrıca Türkiye futbol oyun pratiğinin tarihi, oyunu iki yönlü oynama kültür ve felsefesine sahip değil. Ne oyuncu havuzu ne de teknik direktörlerin oyun bilgisi, böyle bir oyun oynamaya cevaz vermez. Topu uzaklaştırmayı esas alan bir defans anlayışı, hücum pratiğine katkı da bulunamaz. Ya da dostlar alışverişte görsün misali, defans oyuncularının 30 metre aralıkla birbirlerine yatay olarak attıkları pas asla bir hücumun ön hazırlığı olamaz.

Hücum anlayışının da kenara taşınan her topun orta olarak kesilmesi, bir hücum planına sahip olduğu anlamına gelmiyor. Ya da ikinci bölgeden üçüncü bölgeye, sözüm ona defansın arkasına atılan uzun toplar da sizi bir hücum takımı yapmaz. Bunlar basit, sıradan ve o an o topların doğaçlama kullanılmasından başka bir şey ifade etmiyor.

Gelin ve kendinize bir iyilik yapın. Bir strateji seçin. Benim kırk yıllık futbol bilgime göre, Türkiye’de hiçbir takım hücumcu dominant bir oyun oynayamaz. Buna imkân yok. O zaman geriye defansif strateji tercihi kalıyor. Defansif stratejisi, kalenin önüne dizilmek demek değildir. Defansif strateji, bütün takımın savunma odaklı olması anlamına geliyor. Yani oyun da her an ve her pozisyonda önce savunma güvenliğinin sorumlulukları yerine getirilir. Defansif strateji hücum oynamaya engel değildir. Defansif strateji dengesiz hücum oyununa karşı tedbirdir. Strateji iç saha ya da deplasman mantığına göre değişmez. O sabittir. Her yerde ve her durumda aynı stratejiyle oynanır. Ama söz gelimi taktikler öyle değildir. Her maç ve her rakibe göre taktik değiştirmek mümkün ve makuldür. Stratejinin mantığı oyunun önceliklerine dönüktür. Yani, savunma görev ve sorumlulukları mı önceliklidir yoksa hücumun görev ve sorumlulukları. Bence savunma öncelikli olmalıdır. Çünkü hücum meselesini organize edecek çapta değiliz.

Eğer yukarıda anlatmaya çalıştığım strateji meselesi yeterince anlaşılmamışsa, bana ulaşın, ben gelir her şeyi daha ayrıntılı anlatırım.

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir