Başbakan: Yakıp yıkmakla halka hizmet edilmez

Yakıp yıkmakla halka hizmet edilmez

ERBİL (K24)

Başbakan Mesrur Barzani, son günlerde parti binaları ve kamu kurumlarına düzenlenen saldırıların, halka hizmet etmediğini vurguladı.

Bugün gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası basın toplantısı düzenleyen Başbakan Mesrur Barzani, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Başbakan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“Bugünkü Bakanlar Kurulu toplantımızda masada iki önemli konu vardı. Kürdistan Bölgesi’nde son günlerde yaşanan istenmeyen olaylar ve Kürdistan Bölgesi Hükümeti ile federal hükümet arasında süren müzakere süreci ele alındı.

Kürdistan Bölgesi Hükümeti olarak önümüzdeki sorunları çözmek, bu zorlu süreci atlamak için her türlü çabayı gösterdik. Diğer yandan Irak hükümetinin, Kürdistan Bölgesi halkının anayasal haklarının korunacağı bir anlaşmaya varmak için de çaba gösteriyoruz.

Kürdistan halkının yasal ve anayasal haklarını savunuyor, olağan ve medeni gösterileri destekliyoruz. Halkın özgür bir şekilde kendini ifade etmesini istiyoruz, başkasının hak ve özgürlüklerini çiğneyerek değil.

Halkın bir kesiminin, maalesef, kötü şartlarda yaşadığını görüyoruz ve rahatsızlıklarını anlıyoruz. Özellikle belli çevrelerin gösterilere karıştığını, şiddet ve kargaşa çıkardıklarını, insanları öldürdüklerine tanık olduk.

Hükümet olarak göstericilere destek veriyoruz ancak aynı zamanda başlıca görevimiz ülkenin istikrarını korumaktır. Bütün sevgili kardeşlerimden, Kürdistan Bölgesi’nin içinde bulunduğu bu istenmeyen tehlikeli durumu görmelerini istiyorum.

Hak talebinde bulunan vatandaşın, kimden talep ettiğini bilmesi lazım. Hakkının yendiğini ve maaşının verilmediğini düşünüyorsa, o hakkı ve maaşı kimden istediğini bilmelidir. Bölge’nin hakkını ihlal edenlerden, Kürdistan halkına kulak vermesini ve anayasal haklarını uygulamasını talep ediyoruz.

Gördüklerimiz, gerçeklerden uzaktır çünkü başka bir maksatla yapılıyor. Yine bazı kişilerin göstericilerin arasına karışıp, gösterileri saptırdığını görüyoruz. Sizlerin de gördüğü gibi resmi kurumlara, partilere, hizmet kuruluşlarına saldırıldı. Bu ne maaşları ne de halkın meşru haklarını sağlar.

Gösteri düzenleyenlerden ve evlerinde oturanlardan talebim, sorunlara çözüm bulmak için bize destek ver yardımcı olmalarıdır.

Hükümet sizin oylarınızla kuruldu. Hükümet her şeyden önce Kürdistan halkının sorunları için çaba göstermektedir. Hükümet hizmet adına çalışmaktadır. Hükümet herkesten çok halkın cephesindedir. Halk adına konuşanlara söylüyorum; doğru olanı yapmak ve halkın cephesinde olmak istiyorsanız buyurun.

İki cephe oluşmuş durumda: Kürdistan’ı koruyanların cephesi ve bu statüyü yok etmek isteyen hasımların cephesi. Bu statünün kurulması için bedel ödeyen Kürdistan halkının büyük çoğunluğunun, bu statünün yok olmasından ya da zarar görmesinden yana olmadığına eminim.

Hak talebinde bulunan gösterilere hükümet olarak destek veriyoruz ve her şekilde haklı taleplerine çözüm bulmak için çaba göstereceğiz. Aynı zamanda ortalığı karıştırmak isteyen silahlı saldırganların da göstericilerin haklı taleplerine müdahale etmesine izin vermeyeceğiz. Çünkü gösterilerin saldırıya çevrilmesi, halkın mal ve mülkünün yağma ve talan edilmesi, her şeyden önce göstericilerin ve halkın haklarının ihlalidir. Herkes sokağa dökülüp gösteri düzenlemiyor çünkü hükümeti, kendi hizmetkarları olarak görüyorlar.

İktidarda ve muhalefette olan herkese saldırı düzenlenmiştir. Yani bu provokatör saldırılar sadece iktidara karşı değildir. Bu, Kürdistan Bölgesi’nin statüsüne yok edilmesi ve küçültülmesine dönüktür. Bu emanet, Kürdistan Hükümeti ve halkının omuzlarındadır ve savunulmalıdır. Bu yüzden Kürdistan’ın savunanların cephesi toparlanmalı ve hiçbir şekilde bu statünün yok olmasına izin vermemelidir.

Son günlerde televizyonlarda ve sosyal medyada yayınlanan görüntüleri hepimiz gördük. Şehit kardeşine saldırmak maaş temin etmez. Bu, şehitlerin kanına saygısızlıktır. Okulları yakıp yıkmak göstericilerin meşru hakkı değildir. Bunlar, bu gösterileri saptırmak isteyen bazı çevrelerdir.

Halka hizmet veren elektrik santraline saldırmak hiçbir şekilde vatandaşların çıkarına değildir. Kamu kurum ve kuruluşlarına saldırmak, Kürdistan halkının çıkarına değildir.

Bunları kim yaptı? Şiddet olaylarını çıkaran kişilerin Kürdistan Bölgesi’ne dışardan gelenler olduğunu gördük. Peşmergeleri keskin nişancı silahıyla şehit ettiler. Parti binalarına roketlerle, el bombalarıyla saldırdılar. Göstericiler roket ve silahlarla hak talebinde bulunmaz. Umarım, bunları yapanların gösterici olmadığı gerçeği ortaya çıkar. Bunlar halkın kazanımlarına saldırıyorlar. Bu tür eylemlerin önüne geçmek hepimizin görevidir. Reformların sürmesi için sizlerden, Kürdistan Bölgesi Hükümeti’ne destek vermenizi istiyorum.

Bugün, bir heyetin müzakereler için Bağdat’a ziyarette bulunmasını kararlaştırdık. Kabine kurulduğundan beri bir dizi sorunla karşı karşıyayız. Hiçbirini de biz çıkarmadık. Coronavirüs salgını bizim elimizde olan bir şey değil.”

“50 YILLIK ANLAŞMA DOĞRU DEĞİL”

Başbakan, Türkiye’yle 50 yıllık bir anlaşma yapıldığına dair söylentilerin sıkça dillendirildiğini belirterek, “Bu kesinlikle doğru değil. Önceki hükümet, Bölge’nin bütçesinin kesilmesi sonrası, maaş ödemelerinin yapılabilmesi için mecburen petrol ihraç etme kararı aldı” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunun için birçok uluslararası şirket Kürdistan Bölgesi’ne gelip üretime başlamak istedi. Bunun için de Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin ciddi mali desteğine ihtiyaçları vardı. Çünkü petrol çıkarmanın gideri çok fazla. Çıkarım masrafının karşılanması için petrolün büyük bölümü satılıyor. 50 yıllık anlaşmanın doğru olan tek yanı, Kürdistan Bölgesi petrolünün, Türkiye toprakları üzerinden ihraç edilmesidir. Türkiye’ye petrol satılması için 50 yıllık bir anlaşma kesinlikle yapılmamıştır, sadece petrol ihracı içindir. Bu da Kürdistan Bölgesi’nin anayasal hakkıdır. Bütün yasalara göre Kürdistan Bölgesi’nin kenti petrol üretimini satmaya hakkı vardır. Özellikle de Irak Anayasası’nın yazımından kabul edilmesinin ardından bulunan petrol kuyularından çıkarılan petrolün satışı konusunda.”

“PKK ŞENGAL’DEN ÇIKMADI”

Açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan, K24 muhabirinin, PKK’lilerin Şengal’den çıkıp çıkmadığıyla ilgili sorusuna yanıt verdi.

Başbakan, PKK’ye bağlı güçlerin kısa süreliğine karargahlarını boşalttığını ancak daha sonra tekrar geri döndüğünü vurguladı.

PKK güçlerinin, bir kısmı Suriye’den gelen silahlı güçlerle daha kalabalık bir şekilde Şengal’e döndüğüne dikkat çeken Başbakan, Erbil ile Bağdat arasında imzalanan Şengal Anlaşması’nın tamamen uygulanması gerektiğine vurgu yaptı.