Politika
Prof. Dr. Ümit Yazıcıoğlu
Prof. Dr. Ümit Yazıcıoğlu

Author

Suriye Kürtleri açısından federalizm: Potansiyel bir çözüm modeli mi, yoksa yeni zorluklar mı?

Suriye Kürtleri açısından federalizm: Potansiyel bir çözüm modeli mi, yoksa yeni zorluklar mı?
Suriye Kürtleri açısından federalizm: Potansiyel bir çözüm modeli mi, yoksa yeni zorluklar mı?

Son yirmi yılda Orta Doğu’daki askeri müdahaleler, bölgedeki pek çok ülkenin parçalanmasına, iç savaşların patlak vermesine ve büyük insani krizlerin yaşanmasına sebep olmuştur. Bu müdahalelerin ardında yatan çıkarlar ve hedefler, bölgesel barışı tesis etmekten ziyade, daha fazla çatışma ve istikrarsızlık yaratmaya yol açmıştır.

Gelecekte, benzer askeri müdahalelerden kaçınılması gerektiği ve bunun yerine daha dikkatli bir diplomatik yaklaşımın benimsenmesi gerektiği açıktır. Orta Doğu halklarının taleplerine saygı gösterilerek, bölgedeki dinamikler doğrultusunda barışçıl ve sürdürülebilir çözümler üretilmesi, uzun vadeli istikrarı sağlamada daha etkin bir yol olacaktır. “Devrim” adı altında yapılan müdahalelerin genellikle daha büyük felaketlere yol açtığı göz önünde bulundurulduğunda, küresel aktörlerin Ortadoğu’daki tutumlarını daha sabırlı, dikkatli ve anlayışlı bir şekilde şekillendirmeleri, bölgenin barış ve refahına önemli katkılar sunacaktır.

Suriye’nin iç savaşı, ülkenin etnik ve dini çeşitliliğini gözler önüne sererken, bu çeşitliliğin en belirgin temsilcilerinden biri olan Kürtler için de siyasi çözüm arayışlarını körüklemiştir. Suriye’deki Kürtler, özellikle ülkenin kuzeyinde, uzun yıllardır maruz kaldıkları ayrımcılık, dışlanma ve baskılar nedeniyle kendi kimliklerini ve haklarını savunma konusunda ciddi zorluklar yaşamışlardır. Bu bağlamda, bazı Kürt liderler ve gruplar, federalizmin Suriye’nin geleceği için uygun bir yönetim modeli olabileceğini savunmaktadır. Federalizm, yerel halkların kendi özerkliklerine sahip olabileceği ve daha fazla siyasi temsili olacak bir sistem olarak öne çıkmaktadır. Ancak, bu öneri hem Suriye Kürtleri için bir umut ışığı olabilir hem de yeni siyasi ve güvenlik sorunlarının doğmasına yol açabilir.

Suriye’de Kürt meselesi

Suriye’deki Kürt meselesi, yalnızca bir ulusal azınlığın hak mücadelesi değil, aynı zamanda bölgenin tarihsel, etnik ve siyasi dinamiklerini yansıtan karmaşık bir sorundur. Kürtlerin Suriye’nin kuzeyinde kendi kimliklerini ve haklarını tanıtma çabaları, hem iç siyasette hem de uluslararası arenada çeşitli gerilimlere neden olmaktadır. Bu mesele, geçmişin derin travmalarını ve bölgedeki halkların maruz kaldığı adaletsizlikleri göz önünde bulundurarak ele alınmadığı takdirde, gelecekte de bölgenin istikrarı için bir tehdit olmaya devam edecektir.

Suriye’nin otoriter yönetimi altında Kürtler, onlarca yıl boyunca kimliklerini ifade etme haklarından mahrum bırakıldı. Vatandaşlık verilmemesi, dil ve kültür üzerindeki kısıtlamalar, ekonomik dışlanma gibi politikalar, Kürtlerin yalnızca bir etnik grup olarak değil, birey olarak da temel haklarından yoksun kalmasına neden oldu. Bu durum, Kürtler arasında kimlik mücadelesinin yanı sıra toplumsal hafızada derin travmalara yol açtı.

2011’de başlayan Suriye iç savaşı, Kürtler için bir dönüm noktası oldu. Savaşın yarattığı otorite boşluğundan faydalanan Kürt gruplar, özellikle PYD (Demokratik Birlik Partisi) öncülüğünde, kuzeydeki bölgelerde siyasi ve askeri bir varlık oluşturdu. Rojava modeli olarak bilinen bu yönetim biçimi, bir yandan demokratik özerklik ve kadın hakları gibi yenilikçi değerlerle dikkat çekerken, diğer yandan hem Şam yönetimi hem de komşu ülkeler tarafından bir tehdit olarak algılandı. Özellikle Türkiye, Suriye’deki Kürt varlığını kendi sınırları içindeki PKK sorunuyla ilişkilendirerek bu yapıya karşı askeri operasyonlar düzenledi.

Kürt meselesinin Suriye bağlamında çözülmesi, yalnızca Kürtlerin haklarının tanınmasına değil, aynı zamanda Suriye’nin genel anlamda yeniden inşa sürecine bağlıdır. Merkezi hükümet ile Kürt gruplar arasında yürütülecek kapsayıcı bir diyalog, hem ülkenin toprak bütünlüğünün korunmasına hem de Kürtlerin özerklik taleplerinin barışçıl bir şekilde ele alınmasına katkı sağlayabilir. Ancak bugüne kadar, uluslararası aktörlerin çıkar çatışmaları ve yerel yönetimlerin yaklaşımındaki uzlaşmazlıklar, bu diyalogun önünde ciddi engeller oluşturmuştur.

Suriye’de barış ve istikrar, halkların eşit haklara sahip olduğu, geçmişin adaletsizliklerinin tanındığı ve toplumsal uzlaşıya dayalı bir sistemin inşa edilmesiyle mümkündür. Kürtlerin hak taleplerini yalnızca bir güvenlik tehdidi olarak görmek yerine, bölgenin çeşitliliğini bir zenginlik olarak kabul eden bir anlayış benimsenmelidir. Kürt meselesi, Suriye için bir sorun değil, aksine barışçıl bir çözüm bulunduğu takdirde, ülkenin yeniden inşasında güçlü bir fırsat olabilir.

Federalizm: Kürtler için neden bir çözüm önerisi?

Federalizm, farklı etnik ve dini grupların birbirine eşit bir şekilde temsil edilebileceği bir sistem olarak, özellikle azınlık hakları konusunda önemli bir fırsat sunabilir. Suriye’deki Kürtler, uzun yıllar boyunca merkezi hükümetin baskıcı politikalarına, kültürel ve dilsel yasaklara, hatta askeri müdahalelere maruz kalmışlardır. Bu bağlamda, federalizm, Kürtlerin kendi kimliklerini daha özgür bir şekilde ifade edebileceği, kendi kültürlerini koruyabileceği ve yerel yönetimlerde daha fazla söz sahibi olabileceği bir çözüm yolu sunabilir.

Suriye’nin kuzeyinde, özellikle PYD gibi Kürt hareketlerinin etkili olduğu bölgelerde, kendi özerk yönetimlerini kurmuş olmaları, federalizm fikrinin somut bir temele dayandığını gösteriyor. Bu bölgedeki Kürtler, devletin merkezî otoritesinden bağımsız bir şekilde kendi yerel yönetimlerini kurmuşlar ve bu yönetimde eğitim, sağlık, ekonomi ve güvenlik gibi alanlarda kendi politikalarını uygulamaktadırlar. Federalizm, bu tür özerkliklerin daha geniş bir çerçevede, ülke genelinde kabul görmesi anlamına gelir. Böylece, Kürtler hem kültürel haklarını güvence altına alabilir hem de kendi bölgelerinde daha güçlü bir yönetime sahip olabilirler.

Ancak federalizm yeni sorunlar getirebilir mi?

Federalizmin Kürtler için sunduğu fırsatlar, aynı zamanda yeni riskler ve zorluklar da barındırmaktadır. Suriye’deki mevcut çatışma ortamı ve bölgesel dinamikler göz önüne alındığında, federalizm önerisinin hayata geçirilmesi, Kürtler için her zaman olumlu sonuçlar doğurmayabilir.

İlk olarak, federalizm, Suriye’nin merkezi hükümetinin karşıt görüşlü olduğu bir modeldir. Suriye rejimi, özellikle Esad yönetimi, ülkesinin toprak bütünlüğünü ve merkeziyetçi yapısını savunmaktadır. Rejimin federalizme karşı olan tutumu, Kürtlerin özerklik taleplerini ve bu taleplerin federalizmle şekillendirileceği bir yapıyı kabul etmeyebilir. Bu durum, Kürtlerin kendi bölgelerindeki özerk yönetimlerinin meşruiyetini ve sürdürülebilirliğini tehdit edebilir. Federalizm, hükümetin bu tür bir yapıyı tanımaması durumunda, Kürtlerin siyasi bağımsızlık taleplerini daha da güçlendirebilir ve bu da rejimle Kürtler arasında yeni gerilimler yaratabilir.

İkinci olarak, bölgedeki diğer büyük aktörlerin tutumu, federalizmin Suriye genelinde kabul edilmesinin önünde büyük bir engel olabilir. Türkiye, özellikle PYD ve PKK’nin Suriye’deki etkisini göz önünde bulundurularak, federalizmi bölünmeye yol açabilecek bir adım olarak görebilir ve bu nedenle bu öneriye karşı çıkabilir. Türkiye’nin tepkisi, Kürtlerin özerklik taleplerinin bastırılması veya daha fazla askeri müdahale ile karşılık bulmasına neden olabilir. Bu, Kürtler için daha büyük bir güvenlik riski anlamına gelebilir ve bölgedeki Kürt gruplarının varlığını daha da savunmasız hale getirebilir.

Kürtler arasındaki farklılıklar ve içsel çatışmalar

Federalizm, Kürtler için bir çözüm sunabilirken, aynı zamanda Kürt hareketleri arasında da bölünmelere yol açabilir. Suriye’deki Kürt gruplarının farklı siyasi ve ideolojik yaklaşımları, federalizm konusunda ortak bir görüş birliği oluşmasını engelleyebilir. PYD’nin öncülük ettiği Rojava modeli, bir dereceye kadar Kürtlerin kendi kendilerini yönetme arzusunun bir ifadesiyken, diğer Kürt grupları ve siyasi hareketler, farklı özerklik modelleri veya merkeziyetçi bir yapı üzerinde durabilirler. Bu tür içsel ayrılıklar, federalizmin hayata geçirilmesi sürecinde bir engel teşkil edebilir ve Kürtlerin birlikteliği için tehdit oluşturabilir.

Sonuç: Federalizm potansiyel bir çözüm, ancak zorluklarla yüzleşebilir

Suriye’deki Kürt meselesi, sadece etnik hak taleplerinin değil, aynı zamanda ülkenin barış ve istikrar arayışının bir parçasıdır. Kürtlerin kimlik ve özerklik mücadelesi, kapsayıcı bir diyalog ve adil bir çözümle ele alındığında, Suriye’nin yeniden inşası için bir fırsata dönüşebilir. Geçmişin adaletsizliklerini tanımadan kalıcı bir barış sağlanamayacağı unutulmamalıdır.

Suriye Kürtleri açısından federalizm, kendi kimliklerini daha özgür bir şekilde ifade edebilme, dilsel ve kültürel haklarını güvence altına alma, kendi bölgelerinde daha fazla söz sahibi olma gibi önemli fırsatlar sunabilir. Ancak, bu çözüm modeli, Suriye’nin mevcut siyasi yapısı, bölgesel dengeler ve Kürt hareketleri arasındaki içsel çatışmalar göz önüne alındığında, bazı ciddi zorlukları da beraberinde getirebilir. Federalizmin hayata geçirilmesi, Kürtler için bir umut olsa da, aynı zamanda yeni siyasi, askeri ve toplumsal riskler de taşıyabilir. Bu nedenle, federalizmi bir çözüm olarak benimsemek, dikkatle planlanması ve ulusal, bölgesel ve uluslararası dengelerle uyumlu bir şekilde uygulanması gereken bir süreçtir.

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.