Neandertaller’le ilgili yeni iddia
İnsanların soyu tükenmiş kuzenleri Neandertaller’in Akdeniz’e seyahat etmiş olduğuna dair buluntular olduğu belirtiliyor.

HABER MERKEZİ
İnsanların soyu tükenmiş kuzenleri Neandertaller’in Akdeniz’e seyahat etmiş olduğuna dair buluntular olduğu belirtiliyor.
On yıl önce arkeologlar, Yunanistan’ın Girit adasında, günümüzden yaklaşık 130 bin yıl öncesine ait taş aletler bulduklarını bildirdiklerinde, Homeros’un destanında Akdeniz’e seyahat eden Odysseus’un antik öncülerden birisi olabilir demişlerdi.
Diğer arkeologlar bu haber karşısında şaşırmış ve şüpheci yaklaşmışlardı.
Las Vegas’taki Nevada Üniversitesi’nde arkeolog olan Alan Simmons, Amerikan Arkeolojisi Derneği’nin toplantısında son buluntulara dair konuştu.
Simmons, “Buluntular, denizlere gitme isteğinin kuvvetli olduğunu gösteriyor ve bunu yapmak için gerekli olan bilişsel ve teknolojik aletler, modern insanlardan daha önceye tarihleniyor” diyor.
Brown Üniversitesi’nden arkeolog John Cherry ise, “Bronz Çağ’a kadar denizcilerin olmadığı yönünde olan tutucu fikirler yakın zamana kadar mevcuttu fakat şimdi denizci Neandertaller hakkında konuşuyoruz. Bu oldukça şaşırtıcı bir değişim” değerlendirmesinde bulundu.
SADECE TARIM VE HAYVANLARIN EVCİLLEŞTİRİLMESİ
Bilim insanları uzun bir süre, bir deniz aracı inşa etme ve onu yönetme ve ardından uzak bir sahile gitme kabiliyetinin sadece tarım ve hayvanların evcilleştirilmesi ile yapılabildiğini düşündüler. Hollanda’da bulunan bilinen en eski tekne, sadece 10.000 yıl öncesine dayanıyor ve yelkenliyle ilgili ikna edici kanıtlar sadece Mısır’daki Eski Krallık’ta MÖ 2500 civarında ortaya çıkıyor.
Denizcilerin Hindistan’dan Arabistan’a kadar açık okyanusu geçtiğine dair fiziksel kanıt ise MÖ 2000’lerden önce yoktu.
Bu bilgilerin aksine, Akdeniz’den gelen kanıtlar, kasıtlı gemi yolculuklarına işaret ediyor. Arkeologlar, Girit gibi çok sayıda Akdeniz adasında, tarım sonrası süreçten çok daha eski tarzda taş aletler buldular ancak bunları istisnalar kabul edip olarak gözardı ettiler.
YAKIN ZAMANDA ALETLER BULUNDU
2008 ve 2009 yıllarında, Thomas Strasser ve ekip arkadaşı Curtis Runnels, güney sahil köyü Plakias’ın yakınında yüzlerce taş alet buldular. Strasser’in söylediğine göre kazmalar, baltalar, kazıyıcılar, ikiyüzlü baltalar oldukça çoktu ve bir seferlik kaza sonucu oluşabilecek şeylere benzemiyorlardı.
Ayrıca aletler, erken denizcilerin kimliğine dair ipuçları sunuyor: Eserler, Homo erectus tarafından bir milyon yıldan fazla bir süre önce geliştirilen Aşölyen aletlere benzemekte ve yaklaşık 130.000 yıl öncesine kadar Neandertaller tarafından da kullanılmakta.
Strasser, bulunan aletlerin Yakın Doğu’dan Avrupa’ya doğru Neandertaller tarafından yapılan bir deniz göçünü temsil edebileceğini ileri sürüyor. Araştırma ekibi aletlerin etrafındaki toprağı tarihlendirmek için birçok yöntem kullandı ve sonunda en az 130.000 yıl önceye ait olduğunu ortaya koydu fakat daha net ve kesin bir tarih ortaya koyamadılar.
Ayrıca alanın stratigrafisi net değil ve artan sorular genelde aletler ile gömülü olduğu toprak kadar eski olup olmadığı ile ilgili. Yani diğer arkeologlar konu hakkında şüpheci yaklaşıyorlar.
Eserler üzerindeki tarihleme çalışmaları devam ediyor ama Carter yayınlanmamış net olmayan yorumları reddediyor. Ancak Cherry, Nakşa kanıtlarının ikna edici olabileceğini dile getiriyor çünkü iyi şekilde tabakalanmışlar.
EGE EKİBİ BULDU
Kefalonia ve Zakynthos’un batı İyon adalarında Musteryen gibi görünen diğer Paleolitik aletler ele geçmişti. Bölgelerin bolluğu, amaca yönelik yerleşim düşüncesine ağırlık katıyor.
Simmons, “İnsanlar, adalara düşündüğümüzden çok daha erken gidiyorlardı” diyor.
Yunanistan’ın Selanik Aristoteles Üniversitesi’nde arkeolog olan Nikos Efstratiou, “Ancak bugünün adalarının hangilerinin onlarca bin yıl öncede gerçekten ada olduğunu belirlemek zor. Bu durum yerel kara hareketlerine ve deniz seviyesi değişikliklerine bağlı” belirlemesinde bulundu.
Ege’deki Lemnos adasında, Efstratiou ve ekibi, 10.000 yıldan daha eskiye tarihlenen Paleolitik av kampı olduğunu düşündüğü bir alan keşfetti. Fakat Efstratiou, adanın o zamanlar anakaradan ayrı olup olmadığına emin değil.
Efstratiou, arkeologların anakara ve adalarda yapılan alet çeşitlerini daha iyi tanımlamaları gerektiğini, böylece anakara ve ada halkları arasında bağlantılar bulabileceklerini dile getiriyor. (Kaynak: Arkeofili)