İftarda Antep sofrası

Antep denince akla baklavası, fıstığı, fıstık ezmesi, katmeri, beyranı, yuvalaması, tırnaklı pidesi, lahmacunu, firiği ve zeytinyağı geliyor

HABER MERKEZİ

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) gastronomi dalında "Yaratıcı şehirler ağı"na dahil ettiği Antep mutfağının yemekleri, ramazanda iftar ve sahur sofralarında hem göze hem de mideye hitap ediyor.

Antep denince akla baklavası, fıstığı, fıstık ezmesi, katmeri, beyranı, yuvalaması, tırnaklı pidesi, lahmacunu, firiği ve zeytinyağı geliyor.

Kentte faaliyet gösteren yemek ve tatlı işletmeleri, özellikle iftar ile sahur arasında adeta dolup taşıyor. İftar sofralarında "yuvalama" ile orucunu açan ve gecenin ilerleyen saatlerinde "beyran" sahurda ise "katmer" tüketen Antepliler, tatlı olarak da baklavayı tercih ediyor.

Emine Göğüş Mutfak Müzesi Koordinatörü Dr. Ragıp Güzelbey de Antep'in gurme turizmi konusundaki önemine dikkat çekerek şöyle dedi:

"Genelde Gaziantep mutfağında mevsimlere değişken olarak yemek yapılırken ramazan ayının değişmeyenleri vardır. Yuvalama, sütlü zerde, kurabiyeler... Bunlar ramazan boyunca yapılır ve bayramda da misafire ikram ediliyor. Bazı yemeklerin yapılması bazen haftaları bulur. İmece usulüyle yapılır. Aynı sokakta yaşayan komşular bir araya gelirler ve bu lezzetleri ortaya çıkarırlar."

Kent mutfağının tarihsel geçmişine değinen Güzelbey, "Gaziantep mutfağı 6 bin yıllık ve daha da ötesine geçmişe sahip bir kültür mirasının eseridir. Öyle bir hale gelmiştir ki günümüzde 500'ün üzerinde yemek vardır. Buna rağmen halen insanları yemek kültürüne olan ilgileri nedeniyle 'Bu yemeklere başka neler ilave edebilirim?' diye arayışlar içerisindedir" diye konuştu.

Kentte 17 yıldır kebap ustası olarak çalışan Ahmet Çadır ise iftar sofrasının kendileri için ayrı bir önemi olduğuna değindi. (Kaynak: AA)

Fly Erbil Advertisment