Başbakan: Kürdistan halkının anayasal haklarını savunacağıma ant içerek göreve başladım

Başbakan Mesrur Barzani, Kürdistan Bölgesi halkının tüm anayasal haklarını savunacağına dair yasal yemin ettiğini anımsattı.

ERBİL (K24)

Başbakan Mesrur Barzani, düzenlediği basın toplantısında; Kürdistan Bölgesi’nin mevcut durumu, Federal Mahkeme’nin kararı, Bölge’nin anayasal hakları ile Irak ve bölgedeki son gelişmeleri değerlendirdi.

“10 Temmuz 2019’da, Kürdistan Bölgesi halkının tüm anayasal haklarını savunacağıma dair yasal yemini ederek göreve başladım” diyen Başbakan, “Aynı şekilde Bölge Başkanlığı, Parlamento, Bakanlar Kurulu, değerli bakanlar, Parlamento üyeleri ve diğer yetkililer de aynı şekilde yasal yemin etti. Şimdi de görüyoruz ki Kürdistan Bölgesi’nin birçok anayasal hakkı ihlal edilmiş ve edilmeye devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Başbakan, “Bu emaneti taşımak anayasal ve yasal sorumluluğumuz olduğu için, halkımızın haklarını savunmamız gerekiyor. Irak Anayasası’nın Arapça, Kürtçe ve İngilizce nüshaları var bende. Hepsini detaylı bir şekilde bir kez daha okudum” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şunu hatırlatmak istiyorum: Anayasanın 44 ve 45’inci maddeleri, Federal Konsey’in kurulmasından söz ediyor ancak şimdiye kadar bu konsey kurulmuş değil ki bütün bölgelerin haklarının korunmasını sağlayacak en önemli anayasa maddelerinde biridir.

Federal hükümet anayasaya saygı göstermeli, bütün anayasa maddelerini olduğu gibi uygulamalı. Sadece bir tarafın çıkarına olan maddeyi uygulama yoluna gitmemeli. Ya da kendi çıkarlarına olmadığını düşündüğü maddeyi hariç tutmamalı.

Federal Mahkeme’nin petrol ve gaz konusuyla ilgili son kararına değinmek istiyorum. 110, 112 ve 115’inci maddeler bu konudan söz ediyor. 110’uncu maddede de Federal Mahkeme’nin tüm yetkilerinden söz ediliyor ve bu maddede yer almayan tüm yetkilerin ise bölgeler yahut vilayetlerde olduğu belirtiliyor. 111’inci maddede ise petrol ve gazın tüm, tüm bölge ve vilayetlerle Irak halkının olduğu yazılıyor. Ancak hiçbir şekilde petrol ve gazın Federal Hükümet’in mülkü olduğundan söz etmiyor. Bu anayasal bir konudur.”

Kürdistan halkının Enfal, kimyasal saldırı, talan, köy ve şehirlerin yıkımı gibi birçok yönden zarar gördüğünü vurgulayan Başbakan, anayasal bir maddede belirtilen bu konunun da halen uygulanmadığını, Enfal kurbanları ile şehit ailelerine tazminat ödenmediğini, bunun da Kürdistan halkına karşı bir başka anayasal ihlal olduğunu ifade etti.

Başbakan Mesrur Barzani, mevcut anayasanın Kürdistan ve Irak halkının büyük çoğunluğunun oyuyla kabul edildiğini anımsatarak, “Ancak Kürdistan halkının anayasaya oy vermesinin en büyük sebebi, anayasal haklarını elde etmek içindir. Bunu, anayasa maddeleri ihlal edilsin diye yapmadık” dedi.

“Irak Parlamentosu’ndan önümüzdeki yasama döneminde, bu sorunlar üzerinde tarafsız şekilde karar verebilmesi için Federal Mahkeme’yi anayasal kurallara göre oluşturmasını talep ediyoruz” diyen Başbakan, “Anayasanın hiçbir maddesinde Federal Mahkeme’nin, geçiş hükümeti döneminde anayasa üzerinde karar verebileceği yazılmıyor” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Mahkemenin verdiği bu karar, anayasanın tüm maddelerine aykırıdır. Bahsettiğim maddelere göre hiçbir mahkeme bu maddeleri değiştiremez. Ancak Kürdistan Bölgesi’nin petrol ve gaz yasasına aykırı bir karar çıkarıldı ki bu anayasaya da aykırıdır. Kürdistan halkına verilen hakların nasıl kullanılacağına yönelik bir ihlaldir.

Bu karar hassas bir süreçte alınmıştır. Bu yüzden arkasında siyasi bir gerekçe olmalı. Hem zamanlama hem de kararın alınış şekli, bunun siyasi bir karar olduğunu gösteriyor. Bu hiçbir şekilde Irak halkının çıkarına değildir.

Federal hükümetten, bu konuyla ilgili görüşme yapmayı ve sorunu anayasal temelde çözmeyi talep ettik ancak bize bu fırsat verilmedi. Tek taraflı bir karar alındı ve hiçbir şekilde anayasal temele dayanmıyor.

1976’da eski rejim tarafından çıkarılan bir yasaya dayanarak bu kararı verdiler. Bu yasa, Irak federal değil, merkezi bir hükümete sahipken çıkarılmış bir karardır. Neden tüm yasaları reddettiler de bu ikisini hariç tuttular? Bir tanesi koparılan bölgelerin (Kürdistani bölgeler) Araplaştırılması, diğeri de petrol ve gaz konusuyla ilgili. Bunlar da merkezi hükümetin çıkarınadır, federal hükümetle ilgisi yoktur. Anayasadan önceki bir yasaya dayandırılarak karar çıkarılıyor. Bizim anayasamız var, bir karar alınırken önce anayasa maddelerine dayandırılması gerekir. Bu yüzden söz konusu kararı, anayasaya dayanarak kabul etmiyoruz.”