Bahçeli: İmralı SDG'ye doğrudan yeni bir çağrı yapmalı
"Gerekirse Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonundan bir grup İmralı'ya giderek mesajları ilk ağızdan almalı"

Milliyetçi Halk Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İmralı'nın, Suriye'de henüz silah bırakmayan Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) doğrudan yeni bir çağrı yapması gerektiğini söyledi.
Bahçeli, "Gerekirse Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonundan bir grup İmralı'ya giderek mesajları ilk ağızdan almalı." dedi.
MHP lideri Devlet Bahçeli, 7 Ekim Salı günü, partisinin yeni yasama yılının ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Terörsüz Türkiye'nin takip ve temininin devlet politikasına dönüşen milli ve tarihi bir hedef olduğunu vurguladı.
TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun faal halde olduğunu ve toplumun her kesimiyle istişarelerini sürdürdüğünü aktaran Bahçeli, "İhtiyaç duyulan siyasi ve hukuki düzenlemelerin yapılabilmesi için geniş ve gerçekçi mutabakat ve müzakere zemini oluşmalıdır. Meseleye doğrudan veya dolaylı müdahil herkesin söyleyeceği bir fikir veya düşüncesi vardır. Bunları dinleyip en doğru ve güvenli bir yol haritası belirlenmelidir. Gördüğümüz kadarıyla ve aldığımız bilgiler çerçevesinde böyle yapıldığını da mütalaa etmekten memnuniyet duyuyor, komisyonda görev alan tüm milletvekillerimize teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
Terörsüz Türkiye'nin amacına işaret eden Bahçeli, şunları kaydetti:
"Kürt kardeşlerimizin terörle uzaktan yakından bağ ve bağlantısı yoktur. Farklı saik ve sebeplerle aldanıp kandırılan, fakat suça karışmamış, silahlı bir eylemde bulunmamış kim varsa gelip ailesiyle kucaklaşmalıdır. Silah varsa siyaset yoktur. Siyaset olacaksa, siyaset yapılacaksa silahların tamamı yakılmalıdır. Bizim kaybına göz yumacağımız, heba ve israf edeceğimiz tek bir insanımız yoktur."
"Eğmeden bükmeden söylemeliyim ki PKK'nın kurucu önderliği elini taşın altına koymuştur." ifadesini kullanan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"27 Şubat Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'nın hitamında PKK 12 Mayıs'ta silah bırakmış ve örgütsel varlığını lağvetmiştir. 11 Temmuz'da bir grup PKK'lı silahlarını yakmıştır. Ne var ki Suriye'nin kuzey doğusunda tesir alanı bulunan SDG/YPG henüz silah bırakmamış, 27 Şubat İmralı çağrısına riayet etmemiştir. Halbuki İmralı'nın çağrısı PKK'nın yanı sıra bölücü terörün tüm bileşenlerini kapsamaktadır. En azından bizim anladığımız böyledir, yorumumuz budur, doğrultu da budur. Beklentim şudur, PKK'nın kurucu önderliği SDG/YPG'ye direkt aynı mahiyet ve muhtevada bir çağrıda bulunarak, Şam yönetimiyle imzalanan 10 Mart tarihli mutabakata uyulmasını istemelidir.
Esad rejiminin devrilmesinden sonra ilk kez yapılan Halk Meclisi seçimlerinin demokratik istikrar içinde yeni dönemin, yeni siyasi ve toplumsal mekanizmanın ağırlık merkezi olması yönünde fikir birliği hasıl olmuşken Rakka, Haseke ve Süveyda'nın bunun dışında kalması 10 Mart Mutabakatı'nın ruhuyla çelişmektedir. Gerekirse Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda görev yapan milletvekillerinden bir grup İmralı'ya giderek yüz yüze görüşme sağlamalı, mesajlar ilk ağızdan alınmalı ve kamuoyuyla paylaşılmalıdır.
Bunda çekinilecek bir husus görmüyorum. Bizi bağlayan açıklama 27 Şubat İmralı açıklamasıdır. Bu açıklamanın güncellenerek daha detaylandırılması ve çerçevesinin genişletilmesi hayırlı gelişmelere yol açacaktır. Bu sebepten dolayı 27 Şubat açıklamasının da tam arkasında durmaktayız. Terörsüz Türkiye, tereddütsüz Türkiye'dir. Terörsüz Türkiye, güçlü ve güvenli Türkiye'dir."