Fidan'dan entegrasyon açıklaması: SDG, ilgili aktörlerin sabrının tükenmekte olduğunu anlamalı
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Şam yönetimi ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında varılan 10 Mart mutabakatını hatırlatarak, "Biz de sürecin diyalog, müzakere ve barışçıl yollarla ilerlemesini umuyoruz. Yeniden askeri yollara başvurma ihtiyacının ortaya çıktığını görmek istemiyoruz ancak SDG, ilgili aktörlerin sabrının tükenmekte olduğunu anlamalı." dedi.
Hakan Fidan, bugün (18 Aralık 2025 Perşembe günü) TRT World'e verdiği röportajda bölgesel ve küresel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
SDG'nin entegrasyon sürecine ilişkin değerlendirmede bulunan Fidan, Türkiye, Suriye ve bazı ortakların, SDG'nin zaman kazanmaya çalıştığı yönünde ortak bir kanaate sahip olduğunu ifade etti.
Fidan, "Amerikalı ortaklarımız da bu sürecin tamamlanması gerektiğinin farkında. Bu, Suriye'nin birliği açısından hayati önemde. Bildiğiniz üzere, Suriye'deki muhalif silahlı grupların tamamı, SDG hariç, artık Savunma Bakanlığı çatısı altına girdi. Çünkü SDG, eski muhalefet yapısının bir parçası değildi. Eskiden farklı silahlı gruplar vardı ve tek bir komuta-kontrol yapısı altında değillerdi. Şimdi ise Savunma Bakanlığı'nın komutasını kabul ettiler. Bu, ulusal birlik açısından son derece önemli. Çünkü bir devlette, farklı otoritelere bağlı iki ya da üç ayrı silahlı yapı olamaz. Böyle bir durumda birlikten ve egemenlikten söz edemezsiniz." diye konuştu.
Şam yönetimi ile SDG arasında varılan 10 Mart mutabakatını anımsatan Fidan, "Biz de sürecin diyalog, müzakere ve barışçıl yollarla ilerlemesini umuyoruz. Yeniden askeri yollara başvurma ihtiyacının ortaya çıktığını görmek istemiyoruz ancak SDG, ilgili aktörlerin sabrının tükenmekte olduğunu anlamalı. 10 Mart tarihli anlaşmaya bağlılıklarını gecikmeden ve çarpıtmadan yerine getirmeleri bekleniyor. Bu anlaşmadan herhangi bir sapma görmek istemiyoruz. Şam'daki Suriyeli ortaklarımız da bunun ulusal birlik için hayati bir adım olduğunu görüyor. Ben temkinli ama umutlu bir iyimserlik içindeyim. Doğru yöntemler ve iş birliği biçimleriyle bu noktaya ulaşacağımıza inanıyorum." sözlerini sarf etti.
Geçen yıla kadar Suriye'deki tehdit ortamı nedeniyle DAİŞ ve diğer terör örgütlerinin sistemdeki boşluklardan faydalanabildiğini, ancak artık iç savaşın sona erdiğini belirten Hakan Fidan, "Şam'da halk iradesi hâkim ve şu anda sağlıklı bir iş birliği söz konusu. Daha önce de ifade ettiğim gibi, bir iş birliği mekanizması olduğu sürece bunun üstesinden gelebiliriz. Devrimin ilk aylarında, 2025'in başlarında, diğer bölge ülkeleriyle bir araya geldik. Dedik ki, ‘Suriye toparlanma sürecine girdi. Çok derin yaraları var, iyileşmesi için zamana ihtiyacı var ve bu süreçte uluslararası ve bölgesel desteğe ihtiyaç duyuyor. Ancak bu sırada başka düşmanca unsurların bu süreci istismar etmesini istemiyoruz.' Bu nedenle o dönemde en büyük tehdidin terörizm olduğunu düşündük ve devreye girdik. Bu iş birliği, Suriyeli ortaklarımızın zihinlerinde ayrı bir farkındalık oluşturulması açısından oldukça faydalı oldu." ifadelerini kullandı.