Baydemir: Benim bir coğrafyam var, adı Kürdistan

Eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı ve milletvekili Osman Baydemir, “Bizim açık açık söylememiz lazım; benim bir coğrafyam var, adı Kürdistan. İstanbul’unuzdan, Ankara’nızdan, İzmir’inizden bana ne!” şeklinde konuştu.

HABER MERKEZİ

Eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı ve milletvekili Osman Baydemir, “Bizim açık açık söylememiz lazım; benim bir coğrafyam var, adı Kürdistan. İstanbul’unuzdan, Ankara’nızdan, İzmir’inizden bana ne!” şeklinde konuştu.

Telgraf Aktüel’e konuşan Baydemir, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“Bu rejimin artık demokratik değerlerle değişmeyeceği, değişmek istemediği bir değil, onlarca kez test edilmiştir” diyen Baydemir, şunları söyledi:

“Değişip dönüşecek bir rejim yok karşımızda, yıkılması gereken ve enkazları içerisinde kaybolması gereken, boğulması gereken ceberut bir rejim ile karşı karşıyayız. Bu rejimin demokratikleşeceği yok, bu devletin demokratik bir cumhuriyete dönüşeceği de yok. Dolayısıyla bu yüzyılın muhasebesinin bir kez daha yapılmasının gerektiğinin vakti gelmiştir diye düşünüyorum.”

“Bu devlet maalesef bizim devletimiz değil, bu meclis maalesef bizim meclisimiz değildir. Bunu hepimiz haykırmalıyız” diyen Baydemir, “Bizim açık açık söylememiz lazım; benim bir coğrafyam var, adı Kürdistan. Ben bir halkım, Kemalist faşistlerin kavgasıyla, İslamist faşistlerin kavgasından bana ne, canınız cehenneme. İkinizin de canı cehenneme. İstanbul’unuzdan, Ankara’nızdan, İzmir’inizden bana ne!” dedi.

Baydemir devamında şunları söyledi:

“Bizim öncelikle halkımızın zihin dünyasına ve yürek dünyasına bu devletin ve bu devletin tüm mekanizmalarının artık Kürt’ün, Alevi’nin veya ötekisinin devleti ve mekanizmaları olmadığı gerçeğini nakış gibi işlememiz lazım.

Bizim bu devlete, açıkça ‘Bu devlet benim devletim değildir’ dememiz lazım. Ben demiyorum buna gücümüz var. Buna gücümüzün yetmediğini ben biliyorum. Gücümüz onlara yetmiyorsa, bizim gücümüz kendimize yeter, onların oyunlarının bir parçası olmayalım.

Türkiye ile iyi komşu olmanın zeminini, duvarlarını adım adım, yavaş yavaş örmenin vakti gelmiştir. Şu anda ideolojik hegemonya zamanı değil, şu anda var olma zamanıdır. Milletimizin, bizim var olma zamanıdır. Şu anda milletimiz Rojava’da, Kuzey’de hatta ve hatta Güney’de de dört parça Kürdistan’da da bir yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Çünkü biz bir kez daha 1915’i yaşama riskiyle karşı karşıyayız.

Tüm ideolojiler Kürt ulusunun ulusal ittifakına kurban olsun. Bütün partilerin siyasi çıkarları ve hegemonik çıkarları Kürt halkının ulusal ittifakına bin kere kurban olsun. Siyasal partiler sadece ve sadece araçtırlar; bu ulusu, bu halkı zulümden, esaretten kurtarmanın aracıdırlar. Amaç nedir? Bu halkı özgürlüğe kavuşturmaktır. O zaman bizim araçları amaçların önüne koymamamız gerekir.

O gün gelecek! Ama biz o güne hazır değiliz. Çünkü biz o devletin demokratikleşmesi peşindeyiz. Bu bütün enerjiyi, eforu, bütün kurbanları olmayacak bir şey için harcıyoruz, olamayacak bir şey için harcıyoruz.”