16 Ekim ihanetine dair detaylar
Kürdistan Bölgesi idaresi dışında kalan Kürdistani bölgelerde 16 Ekim 2017’de yaşanan olaylarda çok sayıda Peşmerge ve sivil vatandaş şehit düşmüş ve yaralanmış, 200 bin kişi evlerini terk etmek zorunda kalmıştı. Birçoğu halen evlerine dönemezken, uğradıkları zarar da karşılanmadı. 16 Ekim ihaneti sonucu Kürdistan Bölgesi topraklarının yüzde 51’i işgal edildi.
Başta Kerkük olmak üzere birçok bölgede özellikle Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) ofisleri yağmalanıp yakıldı.
Binlerce Peşmerge’nin kanıyla kurtarılan vatan toprakları için o gün bazı Peşmergeler gözyaşı döküyordu.
Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) içindeki bir kliğin Iraklı milis gruplarla Kürdistan Bölgesi’ne karşı yaptıkları anlaşma, Kürdistani bölgelerin saldırıya uğramasıyla sonuçlandı. Kerkük, Xurmatu, Xaneqin dahil, Kürdistan topraklarının büyük bölümü dışardan bir gücün de desteğiyle milisler tarafından ele geçirildi.
Evlerini terk etmek zorunda kalan vatandaşların evleri ateşe verildi. 16 Ekim’i takip eden günlerde 88 ev yıkıldı, 300’den fazla ev de ateşe verilerek yakıldı. Yaklaşık 3 bine yakın ev ise yağmalandı.
Kurdistan24'ün elde ettiği belgelere göre Kürdistan Bölgesi dışındaki Kürdistani bölgelerin işgal edilmesinin amaçlarından biri Araplaştırmaktı. Son yıllarda 25 binden fazla ithal Arap aile Kerkük'e geri gönderildi.
Peşmerge güçlerinin ve Kürdistan Bölgesi güvenlik güçlerinin şehirden çekilmesinin ardından güvenlik olayları arttı ve terör gruplarının faaliyetleri artırmaya başladı. 16 Ekim olaylarından bu yana 4887 olay kaydedildi.
Kerkük'te 120 idari görev Kürt yetkililerden geri alınarak, Arap ve Türkmenlere verildi.
16 Ekim'de yalnızca Kerkük'te beş medya kuruluşunun ofisleri yakıldı.
Kentteki Kürt partilerine ait 50 genel merkez ve bina işgal edildi.
Yalnızca Kerkük'te 53 binden fazla aile, Irak ordusunun ve Haşdi Şabi gruplarının geri dönmesi korkusuyla yerinden edildi.
Dönemin KYB Genel Sekreter Birinci Yardımcısı Kosret Resul Ali, olaylardan 2 gün sonra yaptığı açıklamada, “Kerkük ve Xurmatu’daki felaketin sorumluluğu KYB içindeki geri kalmış zihniyetin boynundadır.” demişti.
Kerkük’ün seçilmiş valisi ve KYB eski politbüro üyesi Necmeddin Kerim de, 16 Ekim olaylarının ardından yaptığı açıklamada, 16 Ekim ihanetini yapanların nezdinde ihanetin çok kolay olduğunu belirtmişti.
Ancak Kürdistan Peşmerge Güçleri, 20 Ekim 2017’de Pirde ve Sihela’da Haşdi Şabi milislerinin saldırısına karşı destansı bir savunma yaparak tarih yazdı ve Kürdistan Bölgesi’ne yönelik saldırıları durdurdu.
Yaşananların üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen halen ne Birleşmiş Milletler ne de gerçekleri araştıracak komisyonlar Kürdistan halkının yaşadığı felaketin sonuçlarını ortaya çıkaracak bir çalışma yapmadı.
Dönemin KYB liderlerinden Mela Bextiyar ise, “16 Ekim’de Kerkük ve tartışmalı bölgelerin tümünde beklenmedik bir düşüş yaşandı” demiş ve bu olayın Kürt tarihine yeni girmiş bu büyük olayın milletinin vicdanında kalacağını ifade etmişti.
KYB’li bazı isimlerin sosyal medyada halkın zihnini yönlendirmeye çalıştığını ancak bunun çok sorumsuzca olduğunu ve olayın üstünü örtemeyeceğini söylemişti.
Dönemin 70 Peşmergeleri Komutanı ve KYB’nin üst düzey isimlerinden Cafer Şeyh Mustafa da, KYB içerisinde Irak Hükümeti ve Haşdi Şabi ile ilişkide olan bir grubun olduğunu ve bu grubun Kerkük’ü teslim ettiği gibi Süleymaniye, Erbil ve Duhok’u da teslim etmek istediğini dile getirmişti.
Mustafa, söz konusu KYB’li ekibin Haşdi Şabi ve Irak Ordusu’nu Süleymaniye’ye kadar getirmek istediğini söylemişti.
Kerkük'ün eski Valisi Necmeddin Kerim, 16 Ekim 2017’de gerçekleşen ihanet olaylarının yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımlamıştı.
Necmeddin Kerim, Irak Hükümetinin tüm hukuk, anayasa ve insani değerleri hiçe sayarak söz konusu bölgenin insanlarına karşı suç işlediğini belirtmişti.
Irak ve Kürdistan Bölgesi hükümetleri arasında tartışmalı bölgelerdeki durumun normale dönmesi için görüşmelerin devam ettiğini hatırlatan Kerim, nihai anlaşmaya varılması hususunda umut olduğunu kaydetmişti.
16 Ekim'den sonra Rakan Cuburi, Kerkük Vali Yardımcısı olarak atandı, sekiz Kürt müdür görevden alınarak, yerlerine Arap ve Türkmenler atandı., yine Kürt olan 51 daire başkanı görevlerinden alındı.
Kerkük'teki güvenlik durumu istikrarsız; DAİŞ teröristleri 16 Ekim'den bu yana Irak güçlerine yönelik 413 saldırı gerçekleştirerek, 42 asker öldürdü.
Irak güçleri, Peşmerge güçlerinin bulunduğu mevzilerin çoğunda konuşlanmış durumda.
Tarımsal açıdan ise Kürt çiftçilerin çatışma bölgelerindeki tarım arazileri tehdit altında. İthal Araplar bazı bölgeleri işgal etti. Sorun henüz çözülmüş değil ve çiftçilerin bu bölgelerdeki sorunları her yıl tekrarlanıyor.
Kerkük'teki Kürtler yaklaşık 126 idari pozisyonunu ve görevini kaybetti. Yakın zamanda Kürtlere verilen Kerkük valiliği dahil, aralarında Dubiz, Leylan ve Daquq kaymakamlığının da bulunduğu 27 idari üst düzey görev bulunmaktadır. Diğer pozisyonlardan bazıları arasında bölge müdürlükleri, daire genel müdürlükleri, genel müdür yardımcılıkları, daire müdürlükleri ve müdür yardımcılıkları de var.
Kerkük İl Meclisi Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Fraksiyonu Başkanı Hasan Mecid Reşid, 14 Ekim 2024'te Kurdistan24'e yaptığı açıklamada, “Kerkük İl Meclisi, üç ilçe kaymaklığını Araplara verme kararını verdi. Bu karardan endişe ediyoruz, bu birlikte yaşama ve eşitliliğe aykırıdır." ifadelerini kullanmıştı.