K24 ÖZEL - Aşiretin adayının yaşı 19

Türkiye’de seçilme yaşının 18 düşmesinden sonraki ilk seçime kısa bir süre kala, partilere 18-20 yaş aralığında aday adayları başvuruları artmaya başladı.

İhsan Yalın - DİYARBAKIR

Trabzon, Konya ve Mardin'den lise öğrencileri 24 Haziran'daki seçimde milletvekilliği aday adaylığı için başvuruda bulunurken, İstanbul'dan da 18 yaşında bir üniversite öğrencisi aday adaylığı için başvurdu. Yine Muş’ta 19 yaşındaki Ferhat Olcay, mensubu olduğu Ğıyanlı Aşireti tarafından aday adayı gösterildi.

Genç aday adayları aktif siyasette yer almak için gün sayıyor ancak aday yapılıp yapılmayacakları merak konusu.

K24’ün sorusunu yanıtlayan Dicle Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, seçilme yaşının 18’e indirilmesinin önemli bir adım olduğunu ve gençleri aktif siyasete yönlendireceği görüşünde.

K24’ün sorusunu yanıtlayan İstanbul Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Sosyolog Prof. Dr. Mesut Yeğen ise bu yaş aralığındaki aday adaylarının seçimde geniş alan bulmasının pek mümkün görünmediğini söylüyor.

DOÇ. DR. ŞEYHANLIOĞLU: GENÇLER İLGİLİ

Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu’nun sözleri şunlar:

“Siyasetin gençleşmesi önemli bir şey. Bugün Türkiye’de seçmen kitlesinin yarısı genç, hatta Doğu ve Güneydoğu’da yüzde 60’lara çıkıyor. 18-30 yaş arası genç seçmen kitlesi yüksektir, Avrupa genelinde yüksektir. Dolayısıyla 18 yaşındaki insanın seçilme hakkı alması çok büyük başarıdır. Diyarbakır’daki temayül yoklamasında 19-20 yaşlarında çok sayıda genç gördüm. Genç kızların oranı da yüksek. Bu anlamda insanların siyasal bilinçlerinin geliştirilmesi, siyasal bir kimlik kazanması açısından önemli ve başarılıdır. Gençliğin bu alanda gelişmesi bence gayet önemlidir.”

PROF. DR. YEĞEN: TAHMİN ETMEK ZOR

Prof. Dr. Mesut Yeğen ise şu ifadeleri kullandı:

“Bu kişilerin aday yapılıp yapılmayacağı henüz belli değil. Çok sayıda 18 yaş civarı kişinin milletvekili adayın yapılacağını düşünmüyorum. Her parti sembolik düzeyde o yaş grubundan bir iki aday gösterecektir. Bunun gençlerin ne kadar ilgisini çekeceğini tahmin etmek doğrusu zor. Ama Türkiye’de genç bir nüfus var, seçmenlerin büyük çoğunluğu da 18-40 yaş aralığında insanlardan oluşuyor. Dolayısıyla daha çok genç adaylara yer veren partilerin gençler nazarında çekiciliği kısmen de olsa artabilir. Ama bunun hangi parti tarafından, ne oranda uygulanacağını görüp beklemek lazım.”

PARTİLER YER VERİR Mİ?

Doç. Dr. Şeyhanlıoğlu, genç kuşağın yönetimde etkin olmasının Türkiye’nin kültüründe olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

“Biz 21 yaşında İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet’in soyundan gelen bir milletiz. Ecdadı 21 yaşında çağ açmış, kapatmış, iki imparatorluğu değiştirmiş bir millete mensubuz. Son 60-70 yılda siyasal alan bırakın 18-20 yaşı 60 yaşındaki adama yasaklı, kapalı, mayınlı bir alan olmuş. Örneğin Adnan Menderes, başbakanlığı döneminde Yassıada’da yargılanıyor. Şöyle bir ifadede bulunuyor:

‘Ben bu yaştan sonra siyasete döneceğime, köyüme döner traktörle, tarlayla uğraşırım.’ Neden? İdamla yargılanıyor, darbe olmuş. Milletimiz çok anormal bir dönem yaşamış. Dolayısıyla seçilme yaşının 18’e inmiş; olması siyaset bilinci, zaten kültürümüzde de olan doğru bir karardır.”

“YENİLENMEYE İHTİYAÇ VAR”

Prof. Dr. Yeğen, genç adayların seçimde sembolik düzeyde kalacağı öngörüsünde bulunmakla birlikte bu tür bir yeniliğe ihtiyaç olduğuna dikkat çekti:

“Orta yaş üzeri seçmenin Türkiye’nin geleneklerini vs. düşündüğümüzde çok ilgisini çekeceğini ya da hoşuna gideceğini zannetmiyorum. Ama şimdi daha genç insanlar, kendileri gibi genç insanları mecliste görmek isteyeceklerdir. Bu anlamda pozitif bir etkisi olur.

Eğer aday olup seçilenler olursa, diğer seçimler için de teşvik edici olacaktır. Türkiye eninde sonunda gençlere seslenmek zorunda olan bir toplum. Şimdiye kadar siyaset sınıfı daha çok orta yaş üstü insanlardan oluşuyordu. Memleketin demografik, sosyolojik yapısıyla uyumlu bir siyaset sınıfının olması için bu türden yenilenmeye ihtiyaç var.”

Yeğen, bu kişilerin seçilmeleri durumunda ise çok etkili olacaklarını düşünmediğini dile getirerek, şu sözleri ekledi:

“Sadece gençler açısından değil temel hiçbir demografik sosyal bir grubun başında siyasetin akışında etkili olması mümkün değil. Hem partileri örgütlenme tarzı hem de meclisin çalışma biçimi, tek tek bireylerin siyasetin üzerinde etkin olmasına izin veren bir durumda değil malum.

Partiler daha ziyade lider partileri şeklinde çalışıyor. Mecliste o dönem parti grup başkanı kimse ya da önümüzdeki dönem cumhurbaşkanı kim olacaksa onu destekleyen partiler de ona uygun kararlar alacaklar. Dolayısıyla bunun çok önemli olacağını zannetmiyorum. Türkiye’deki siyasi kültür değişmezse o da bugünden yarına çok olabilecek bir şey gibi görünmüyor.”

Fly Erbil Advertisment