K24 ÖZEL - Yusuf Yeşilöz: Son romanımı trende yazdım

Yazar Yusuf Yeşilöz, yaşanılan acıların edebiyatı doğrudan etkilediğini belirterek, “Kürt sorununa ciddi bir dikkat vermişseniz, edebiyat ve sanata yoğunlaşmanız güç oluyor” diyor.

Yazar ve yönetmen Yusuf Yeşilöz
Yazar ve yönetmen Yusuf Yeşilöz

ANKARA (K24)

Yazar-yönetmen Yeşilöz, yaşanılan acıların edebiyatı doğrudan etkilediğini belirterek, “Kürt sorununa ciddi bir dikkat vermişseniz, edebiyat ve sanata yoğunlaşmanız güç oluyor” diyor.

İsviçre’de yaşayan Kürt yazar ve yönetmen Yusuf Yeşilöz, diasporada yaşamasına rağmen, ülkesindeki gelişmelerin kendisini çok etkilediğini söylüyor. Her saat başı haberleri takip ettiğini ve yaşananları yaşadığı ülkeyle kıyasladığını dile getiren Yeşilöz, K24’e şu ifadeleri kullanıyor:

“Coğrafyamızdaki siyasi ve sosyal olayları ister istemez yaşadığımız ülkeyle karşılaştırırım. Buradan kaynaklı büyük soru işaretleri doğar. En çok sorduğumuz sorularda birisi de: Neden?”

Yusuf Yeşilöz'ün eserleri
Yusuf Yeşilöz'ün eserleri

Diasporada Kürt yazar/yönetmen olmak nasıl bir duygu?

Diasporada yasayan insanlarımızın ezici bir çoğunluğu gibi, “benim de bedenim burada aklım orada.” Ülkedeki gelişmeler beni bire bir etkiler, örneğin her saat başı haber okurum. Coğrafyamızdaki siyasi ve sosyal olayları ister istemez yaşadığımız ülke ile karşılaştırırım. Buradan kaynaklı büyük soru işaretleri doğar. En çok sorduğumuz sorulardan biri de, “neden Batı çoğulculuk, demokrasi, hukuk devleti, insan hakları gibi sorunlarını çözmüş de biz bu sorunları çözemiyoruz”dur...

Diasporada yaşamak ve Kürt olmak aslında ciddi bir motivasyonu da gerektiriyor diye düşünüyorum. Siz nasıl bir motivasyonla eserlerinize yoğunlaşıyorsunuz?

Kürt sorununa ciddi bir dikkat vermişseniz, edebiyat ve sanata yoğunlaşmanız güç oluyor. Örneğin Kobani IŞİD saldırısı altında iken, bir tek cümle edebiyat yazamadım. Her gün ölüm haberi ile uyanmak, edebiyat yazma veya film çekme motivasyonunuzu cidden sarsar. Ona rağmen haftanın belirli günleri “kaçamak” yapıp kendi isime yönelmeye çalıştım. Son romanım Dilek Çınarı’nı, çoğunlukla internetin olmadığı şehirlerarası trende yazdım.

Birçok dile çevrilen kitaplarıızda daha çok neyi ele alıyorsunuz?

Roman kahramanlarımın hemen hemen hepsi göç yaşamış insanlar. Veya göç almış köy ve şehirlerin sakinleri. Göçmenlik bazen belirgin bazen de gizliden kişilerin benliklerinde bir erozyona yol acar. Hasret, insanların kimlik arayışı, var olan kültürlerini kaybetme korkusu, yeniye karşı direnme vb. konular birçok romanımın ortak noktası.

Düğün Uçuşu’nda, töreleri sürdürmek için yapılan bir evliliğin neden olduğu kültürel ve bireysel çatışmaları işliyorsunuz. Eşcinsel bir bireyi yazmak, biraz cesaret gerektirir diye düşünüyorum. Haksız mıyım?

Haklısınız. Zaten romana gelen tepkilerden de bu kolayca anlaşılır. Bence cesaretli olmadan önce toplumun bir kesimi ile empati kurmak gerekiyor. Empati kurduğunuz zaman cesaret kendiliğinden geliyor. Düğün Uçuşu’nun köşe taşlarını, böyle bir olayı yasamış (Çerkez asıllı) bir genç Almanya'da bana anlattı. Duyduğumda deyim yerindeyse tüylerim diken diken oldu. Bu vurgunun romana da yansımasını istedim. Yıllardır Batı toplumunun içerisinde yaşıyoruz. Eşcinsellik artık olağan bir durumdur. Sadece ilerici sol kesimler değil, muhafazakâr ve dindar çevreler de eşcinsellerle çoktan barışık oldu. Zürih belediye başkanının ya da eski Almanya ışişleri Bakanı’nın eşcinsel olarak bilinmesi kimse için bir sorun değil. Bunları gördüğümüzde ülkemizdeki durum ile ister istemez bir karşılaştırma yapıyoruz.

Kürt edebiyatı hakkında kısaca neler söylemek istersiniz?

Kürt edebiyatını doksanlı yıllar ile karşılaştırdığımızda iyi bir ilerlemeden söz edebiliriz. Yüzlerce değerli kitap yayımlandı. Ne yazık ki edebiyat hala günlük siyasetin gölgesinden de çıkmış değil. Baskı altında bulunan edebiyatçılardan söz etmek mümkün. Avesta, Lis, Apec ve diğer birçok yayınevi Kürtçe değerli eserler yayımladı. Kürtçe edebiyatın okuyucusu maalesef çok az, eleştirmeni de yok gibi.

Son yıllarda Batı dillerine tercüme edilen Kürt orijinli yazarların edebiyatı çok iyi ilgi görüyor. Örneğin son iki yıldır Almanya'da Bahtiyar Ali, Burhan Sönmez veya Yavuz Ekinci'nin romanları gözde yayınevlerinde yayımlandı, edebiyat eleştirmenleri tarafından çok olumlu tepki gördü. Bu tür gelişmelerin motive edici olduğuna inanıyorum.

Kürt sineması veya özel olarak Kürt belgeselciliği konusunda, ne diyebilirsiniz?

Batı’da belgesel filmler televizyonların, özellikle devlet televizyonlarının desteği ile meydana geliyor. Kürtlerde bu eksiklik var. Kürt televizyonlarının bu konuya eğilmelerini arzu ederim. Kurgu sinema alanında tek tek ismi duyulan eserler meydana çıksa da Kürt sinemasının gelişmişliğinden söz etmek zor.

Kişisel çok caba var. Görebildiğim kadarıyla Kürt sinemasının kendi seyircisi var, fakat kendi filmi yok. Kurgu film ayrıca çok pahalı bir sanat dalıdır. Kurumların desteği olmadan bireylerin sinema yaratmaları zordur. Almanya ve Fransa gibi senede onlarca büyük filmin yapıldığı ülkelerde devlet desteği olmaksızın bu eserlerin ortaya çıkması mümkün değil.

Peki, Orta Anadolu Kürtlerinde edebiyatı ve sinemayı nerede konumlandırmak gerekir?

Orta Anadolu Kürtlerinin yazılı edebiyatları, deyim yerinde ise daha “bebek ayakkabısı içerisinde. Bîrnebûn dergisinde yirmi yıldan fazladır Kürtçe yayımlanan öykü ve şiirler muhakkak değerli bir iz bıraktı. Fakat yeterli değil. Takip edebildiğim kadarıyla Muzaffer Özgür'ün “Siyarên deşta Anatoliyê” ve Şores Reşi'in “Heco” adlı anlatı romanları bölge Kürtleri tarafından yazılan ilk uzun edebi eserler. Devamını beklemek ile beraber, yazarlara okuyucu da dilemek gerekiyor. Okulda öğrenilmeyen bir dilin edebiyatının ne kadar zorluk içerisinde olduğu ne tür bir var olma mücadelesi içinde olduğu Kürtler örneğinde çok iyi görülür.

YUSUF YEŞİLÖZ KİMDİR?

1964’te Konya’nın Gölyazı (Xelikan) isimli kasabasında doğdu. Çocukluğu ve gençliği bu kasabanın bir mezrasında geçti. 1987’den beri İsviçre’de yaşıyor. İsviçre’de özel bir okulda “Goethe Almanca Diploması” eğitimini gördü. İsviçre'de Kürtçe tercümanlık yapan Yeşilöz, 1998 yılından beri çeşitli Kürt ve İsviçre gazete ve dergilerinde yazılar yazıyor, radyo programları yapıyor.

Yönetmenliğini Yaptığı Belgesel Filmler


Müzik Aşkı (Musikliebe) - 2008

Dünyalar Arasında (Zwischen Den Welten) - 2006

Avusturya, Innsbruck Uluslararası Film Festivali, En İyi Belgesel "Christian Berger" Ödülü. 22-28 Mayıs 2006

Alevi Türküsü (The Alevit Song) - 2006

Duvara Karşı Açlık (Hungern Gegen Wande) - 2003

Yayınlanmış kitapları

1998 “Akşam Karanlığına Yolculuk”, Öyküler, Rotpunktverlag Zürich

1998 “Metrisinde önünde yüksek bir ağaç”, Unrast Verlag Münster

2000 “Bozkır çiçeği”-Bir Kürt Çocukluğu, Öyküler, Rotpunktverlag Zürich

2002 “Soba Borusundan gelen Misafir”, Roman, Rotpunktverlag Zürich

2004 “İmam ve dişi Eşek”, Roman, Rotpunktverlag Zürich

Yeşilöz'ün 2 kitabı 5 dile (Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, İsveççe ve Türkçeye) çevrildi.

Fly Erbil Advertisment