Kürdistan Bölgesi ekiplerinin enkazdan kurtardığı aile: Çok titiz çalıştılar

Kürdistan Bölgesi arama kurtarma ekiplerinin enkazdan sağ çıkardığı vatandaş ve yakını, kurtarılma çabalarının titizlikle yapıldığını söyledi.

ANTEP (K24)

Antep’te Kürdistan Bölgesi’nden gelen arama kurtarma ekipleri tarafından depremin üçüncü gününde enkazdan çıkarılan Gökhan Demir, yaşadıklarını K24’e anlattı.

Depremde binanın üzerlerine çöktüğünü söyleyen Gökhan Demir, eşini ve büyük kızını evden dışarıya doğru yönlendirdiğini ancak sonra binanın ön tarafının çöktüğünü belirtti.

Demir yaşadıklarını şöyle anlattı:

“3 gün enkazda kaldım. Erbil ekibi bizi kurtarmaya gelmişti. 3 gün boyunca kalmamıza rağmen bize bir gün gibi gelmedi. Kızımla birlikteydik, annesini ve ablasını kaybettik. Birbirimize teselli vere vere. Sonra amcamlar sesimizi duymuş. Erbil ekibi gelince onlar bizi kurtardı ama çok üşüdük, çok susadık. Kızımla birbirimize teselli verdik; kızım geldiler, kızım gelecekler, sabret kızım. Kızım çok hayaller gördü. ‘Baba, dedem geldi, ninem geldi, amcalarım geldi, bize su getirdiler’ gibi çok hayaller kurdu. Kızım kimse yok, sabret gelecekler dedim. Kıpırdayamıyorduk, karanlıktı. Kızımın elini bıraktıktan sonra duvara vura vura, böyle birbirimizin dibindeydik, birbirimizi görmüyorduk.”

AMCA DEMİR: ERBİL EKİBİ OLMASAYDI YEĞENİM VE ÇOCUĞU KURTULMAZDI

Yeğeninin kurtarılması sürecini anlatan amcası Selahattin Demir, yeğeninin sağlığını Erbil ekibine borçlu olduklarını söyledi.

Amca Demir sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz ilk iki gün hiç müdahale edemedik, üçüncü gün müdahalemiz oldu. İki tane cansız bedenimize ulaşınca yeğenimin sağ olduğu, sesinin geldiğini söylediler. O esnaya kadar zaten herhangi bir çalışma yoktu, sadece kepçeyle bir çalışma vardı. Canlı olduklarını öğrenince Erbil ekibi yetişti bize. Sağ olsunlar, Türk ekibiyle beraber çalıştılar, sonra Türk ekibi oradan ayrıldı.

Erbil ekibi orada bize şu cesareti verdi; ‘Canlıları sağ olarak kurtaracağız. Geç de olsa sabaha kadar biz sizinle buradayız. Gündüz saat 9’da başladılar, gece saat 3 buçukta bize sağ salim teslim ettiler. Bize hep ümitle, içeride ufak bir tünel gibi bir yer kazmışlardı. Oradan görüntü çekerek bize getiriyorlardı. ‘Sağlar, biz görüyoruz’ diyorlardı. 3 buçukta bize teslim ettiler, Biz bunları hastaneye yetiştirdik. Arkamızdan ayrı bir ekipleri geldi. Tekrar orada da bizi ziyaret ettiler. Erbil ekibi geldi.

İki kişi geldi. Biz de orada kendilerine ayrı ayrı teşekkür ettik. Türk ekibi alet istediler, ‘Şunu getirin, bunu getirin’ dediler ama Erbil ekibinde her şey vardı. Adamlar hiç sıkıntısız, titiz bir çalışmayla görevlerini yaptılar.

Ben buna kanaat getiriyorum; Türk ekibi çalışmış olsaydı yeğenimle çocuğu sağ çıkmazdı. Çünkü vurdumduymaz bir çalışma vardı. Ama Erbil ekibi o kadar titiz çalıştılar. Bütün aletleri yerindeydi. Elleriyle şu kadar ufak ufak, yoğurt kovalarıyla enkazı kaldıra kaldıra en son canlı bedenlerini bize teslim ettiler. Sağ olsunlar, Allah razı olsun hepsinden.

Yeğenim kızıyla enkazdayken su istemiş, onlar ‘Su veremeyiz, siz 65 saatten beri açsınız diye ufak bir tünel gibi yerden serum taktılar, onun görüntüleri de bizde var.”