Erdoğan’dan 'Lozan Antlaşması' mesajı
Lozan Antlaşması'nın 100. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımlayan Erdoğan, “Yeni hamlelerle ülkemizin kazanımlarını tahkim edeceğiz” dedi.

HABER MERKEZİ
Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lozan Antlaşması'nın 100. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Erdoğan, "Bugün, tarihimizin dönüm noktalarından birini teşkil eden Lozan Barış Antlaşması’nın 100’üncü yıl dönümüdür” diyerek, sözlerine şöyle devam etti:
“Aziz milletimizin tam bağımsızlık iradesi, Lozan Barış Antlaşması'nın müzakere ve imza sürecinde de kendini çok güçlü bir şekilde göstermiştir. Tüm yokluk ve imkansızlıklara rağmen İstiklal Harbimizi zafere ulaştıran bu irade, bugün de bize rehberlik etmekte, yolumuzu aydınlatmakta, zorluklar karşısında mücadele azmi vermektedir. Asrın felaketi 6 Şubat depremlerinden sonra devletimiz ile milletimizin sergilediği dayanışma, bunun en son ve somut örneğidir.”
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, “28 Mayıs gecesi itibarıyla inşasına başladığımız Türkiye Yüzyılı vizyonumuzda da en önemli güç ve ilham kaynağımız, milletimizin kendi öz yurdunda onurlu, hür ve başı dik bir şekilde yaşama sevdasıdır. Binlerce yıllık şanlı mazisinde nice saldırıları püskürtmüş, nice engelleri aşmış, nice ihanetin üstesinden gelmiş bir milletin mensupları olarak inşallah Türkiye Yüzyılı'nı da hep birlikte gerçeğe dönüştüreceğiz. Bölgemizde barışın, istikrarın, güvenliğin tesisi için sahada ve masada güçlü Türkiye hedefiyle çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Lozan Antlaşması’yla elde ettiğimiz hakları kararlılıkla savunurken, yeni hamlelerle ülkemizin kazanımlarını tahkim edeceğiz. Lozan Barış Antlaşması’nın 100’üncü yıl dönümünde, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal’i, silah arkadaşlarını, istiklal ve istikbalimiz uğrunda hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Gazilikle müşerref olan kahramanları hürmetle anıyor, Rabbim Türkiye’yi ilelebet payidar eylesin diyorum” dedi.
LOZAN ANTLAŞMASI’NIN ÜZERİNDEN 100 YIL GEÇTİ
Milyonlarca insanın hayatını kaybettiği Birinci Dünya Savaşı Avrupa, Asya ve Afrika’da büyük bir bir yıkıma neden olurken, bazı devletlerin çöküşüne bazı devletlerin ise kurulmasına zemin oldu.
Britanya, Fransa ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) gibi dünya güçlerinin menfaatleri ve Kürt liderliğinin güçsüzlüğü nedeniyle devletleşme şanslarını kaybeden Kürtlerin payına katliam ve sürgünler düştü.
20’nci yüzyılın başlarında dünya güçleri arasındaki paylaşım sorunları Temmuz 1914’te Britanya, Fransa ve Rusya ile Almanya, İtalya ve Osmanlı İmparatorluğuna arasında büyük bir savaşın başlamasına neden oldu.
Savaşın en önemli aşamalarından biri Britanya ve Fransa arasında Rusya’nın da onayıyla 16 Mayıs 1916’da Sykes-Picot Anlaşması’nın imzalanmasıydı. Gizlice imzalanan anlaşmayla Britanya ve Fransa, Osmanlı İmparatorluğunun topraklarını paylaşmışlardı. Bu anlaşmaya göre Rusya Erzurum’dan Van ve Bitlis'e kadar olan toprakları alacaktı. Irak Britanya’ya bırakılacaktı. Kürdistan diye bir yer kalmayacaktı.
1917’de Ekim Devrimi gerçekleşince Rusya savaştan çekildiğini duyurdu ve söz konusu gizli anlaşmayı ifşa etti.
Osmanlı İmparatorluğu dört yıllık ağır savaştan sonra Ekim 1918'de imzaladığı Mondros Anlaşmasıyla yenilgiyi kabul etti. Buna göre Britanya İskenderun’dan Diyarbakır’a kadar, Fransa ise Bağdat’tan Musul’a kadarki bölgeleri kontrol ediyordu. Ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucuları Halep’ten Musul ve Kerkük’e kadar tüm batı, güney ve kuzey Kürdistan’ı Misak-ı Milli'nin içine alıyordu.
Savaşın bitmesi ve tarafların güçsüzleşmeye başlamasıyla ABD’nin rolü artmaya başladı. Wilson İlkelerini yayınlayan ABD’nin ortaya koyduğu yol haritasında küçük de olsa bir Kürdistan vardı ve bu daha sonra Sevr Anlaşmasında yer alıyordu.
Ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucuları ve TBMM’yi oluşturanlar Sevr Anlaşmasını kabul etmedi. SSCB, Fransa ve Britanya arasındaki çelişkilerden yararlanıp, yeni bir anlaşma ile yeni sınırlar kabul ettirildi. Bu anlaşma, bugün üzerinden 100 yıl geçen ve hala tartışılmaya devam eden Lozan Antlaşması'ydı.
Böylece fiili olarak dört parçaya bölünen Kürdistan’ın parçalanması resmileşti. Güney Kürdistan’ın durumu taraflar arasında çelişkili kalmaya devam ederken, 1926 yılında Britanya’ya yani Irak’a bırakıldı.
Osmanlı topraklarında 72 devlet oluşturuldu ancak en büyük ulus, Kürt liderliğinin parçalanmış olması ve büyük güçlerin menfaatleri nedeniyle devletsiz kaldı. Bundan sonra gelişen ayaklanmalar da daha fazla katliam, acı ve işkencelere gerekçe olarak gösterildi.