Kürtler varlıklarının tanınması için büyük fedakarlıklar yaptı

K24 sunucusu Cemal Batun ve DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan
K24 sunucusu Cemal Batun ve DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, Kurdistan24'e verdiği özel röportajda, Kürt hakları tanınmadan barış ve demokrasinin sağlanamayacağını vurguladı.

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Kurdistan24'e verdiği özel röportajda, birçok konuya ilişkin açıklamalarda bulundu.

Doğan, Kürt sorununun çözümü ile Türkiye'nin demokratikleşmesinin birbirine bağlı olduğunu ve Kürt hakları tanınmadan barış ve demokrasinin sağlanamayacağını vurguladı.

Kürt dili

DEM Parti Sözcüsü, Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) Kürtçe konuşmalarına izin verilmediğine dikkat çekerek, şunları söyledi:

"Partimizin genel merkezinde parti sözcüsü olarak basın açıklaması yaptığımda Kürtçe konuşmamın önünde hiçbir engel yok. İsteyen gazeteciler sorularını Kürtçe sorabilir, ben de Kürtçe cevap verebilirim. Ancak Türkiye Büyük Millet Meclisinde durum tamamen farklı. Yasaların görüşüldüğü Mecliste Kürtçe konuşmamıza izin verilmiyor. Bunun nedeni, Kürtçenin Mecliste bilinmeyen dil olarak tanımlanmasıdır. Dolayısıyla milletvekillerimiz Kürtçe konuşmaya çalıştıklarında, mikrofon kapatılır."

Yeni Anayasa ve Kürt sorununun çözümü

Ayşegül Doğan, "Yeni bir anayasa taslağı için geniş bir toplumsal mutabakat gerekiyor. Kürt halkı, Türk toplumunun önemli bir parçasıdır ve Kürtler olmadan hiçbir mutabakat sağlanamaz. Bu bağlamda, Kürt dili sorununun çözümünde önemli bir yer kaplamaktadır. Türkiye'de milyonlarca vatandaş Kürtçe konuşuyor, ana dillerinde eğitim talep ediyor ve dilleri için yasal güvenceler bekliyor." dedi.

Bu mücadelenin yeni olmadığına işaret eden Ayşegül Doğan, 1991 yılında İnsan Hakları Kongresinde Kürtçe konuştuğu için katledilen şehit Vedat Aydın'ı örnek gösterdi.

Kürt halkının, varoluşu, kimliği ve dili için büyük bir bedel ödediğini belirten Doğan, "Felsefemiz, Türkiye'deki tüm farklılıkların ve zenginliklerin asimilasyon politikalarıyla yok edilmeden korunmasıdır. Kürt halkı için talep ettiğimizi, Türkiye'deki tüm diğer halklar, kimlikler, diller ve inançlar için de talep ediyoruz Herkesi Türk olarak gören ve diğer kimlikleri yok sayan mevcut sistem, toplumsal ve tarihsel gerçeğin inkarıdır." sözlerini sarf etti.

Barış süreci

DEM Partisi olarak mevcut sürece "barış süreci ve demokratik yöntemler" dediklerinin altını çizen Ayşegül Doğan. "Demokratikleşme ve barış birbirinden ayrılamaz. Bir tarafta çözümden bahsederken diğer tarafta baskıyı ve otoriter politikaları artırmak mümkün değildir."

Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün Türkiye'de yaşadığımız sorunlar sadece iktidarla değil, aynı zamanda yüzyıllık sistemle de ilgilidir. Dolayısıyla sistemde köklü ve demokratik bir değişime ihtiyaç vardır. Kürtlere yönelik politikalar bu gerçeği vurgulamaktadır. Yıllarca Kürt sorununun bir terör ve güvenlik sorunu olduğu söylendi. Ancak bugün bu sorunun bir hak ve özgürlük sorunu olduğu, bir halk sorunu olduğu ortaya çıktı. Kürt varlığı inkar edilemez dolayaısıyla doğal ve kutsal haklarına sahip olmalıdır. Haklar. Amacımız, tahakküm ve baskının olmadığı eşit bir yaşam inşa etmektir.

Geleceğe dair umut ve mesajlar

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, barış sürecinden umutlu olduğunu dile getirerek, "Öcalan'ın çağrısı ve başlatılan girişim birer mesajdır. Bugün Türkiye'nin geneli yeter artık diyor. Herkes daha fazla kan dökülmesin, daha fazla anne ağlamasın, daha fazla can yakılmasın istiyor. Kürt halkının asırlık direnişi hedefine ulaşmalı. Bu hedef, Türkiye'de Kürt kimliğinin kabul görmesi ve resmen tanınmasıdır. Bunu başarabilmek için doğru bir yol haritası çizmeliyiz. Umutlarımız yüksek ve Orta Doğu ve dünyaya örnek olacak eşit bir kardeşliğe ulaşacağımıza inanıyoruz."

Öcalan'ın Başkan Barzani ile görüşme talebi

Ayşegül Doğan ayıca PKK lideri Abdullah Öcalan'ın son mesajında Başkan Mesud Barzani de dahil olmak üzere bazı taraflarla görüşme talebini hatırlatarak, "Bu, görüşmelerin yolunun açılması ve görüşmek istediği kişilerin kendisine doğrudan ulaşabilmesi gerektiğini gösteriyor. Yıllar sonra böylesine büyük bir girişimde bulunmanın önemi var. Bunun iyi anlaşılması ve takdir edilmesi gerekiyor." dedi.

Fly Erbil Advertisment