Ayşegül Doğan: İmralı yolunu açan bu siyasi adımın devamı getirilmeli

"Yasal düzenlemelerin geciktirilmeden hayata geçirilmesinin vakti"

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcü Ayşegül Doğan, PKK lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmenin tutanaklarının kamuoyuna açık, erişebilir olması gerektiğini vuguladı.

Ayşegül Doğan, bugün (27 Kasım 2025 Perşembe günü) partisinin genel merkezinde gündemdeki gelişmeler ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bir yılı geride bırakan barış sürecinde komisyonun aldığı İmralı kararının öneminde değinerek, "Bu kararla birlikte gerçekleşen ziyaretin kritik bir eşiği geride bıraktığını ifade etmiştik. Bunu bir kez daha yineleyelim. Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyelerinin İmralı’da Sayın Öcalan'la görüşmesi önemli olduğu kadar tarihi bir görüşmedir de. Tarihi, çünkü Kürt sorununun demokratik çözümünün birincil muhatabıyla ilk defa böyle bir temas kuruluyor. Bu diyalog, sürece güç ve ivme kazandıracak nitelikte bir diyalog olacaktır dedik bugüne kadar. Bundan sonra da bunun nasıl bir güç ve ivme kazandıracağını hep birlikte göreceğiz." dedi.

Artık gerekli yasal düzenlemelerin geciktirilmeden hayata geçirilmesinin zamanı geldiğini vurgulayan Sözcü Doğan, "Komisyonun raporunun bir an önce tamamlanmasının, Genel Kurulda hukuki düzenlemelerin hızla hayata geçirilmesinin, hepimiz açısından çok önem arz eden bu başlıkları konuşmamızın ve güvence altına almamızın zamanı." ifadelerini kullandı.

Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmenin tutanaklarının kamuoyuna açık, erişebilir olması gerektiğini kaydeden Doğan, "Bugüne kadar yapılagelen dinlemelerin tutanaklarına nasıl Türkiye kamuoyu istediği zaman Türkiye Büyük Millet Meclisinin internet sitesi üzerinden erişim sağlayabiliyorsa, İmralı’da komisyon üyelerinin Sayın Öcalan'la yaptığı görüşmenin içeriğine de aynı şekilde erişebilmelidir. Bu konudaki şeffaflıktan taviz verilmemelidir. Dolayısıyla buradan şunu da ifade etmek isterim. Gizli tutanak tartışması var. Bunun doğru olmadığını, bize böyle bir bilgilendirmenin komisyon üyeleri ve komisyon üyelerimiz tarafından yapılmadığını, kamuoyuna da böyle bir bilgilendirmenin komisyon tarafından yapılmadığını, bunların manipülatif amaçlı olduğunu görüyoruz. Bunu da buradan duyurmak istiyoruz." diye konuştu.

"Asıl ihtiyaç duyduğumuz şey sürecin ivme kazanması ve demokratikleşme için yapılması gerekenler." diyen Ayşegül Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dolayısıyla tartışmanın seyrini esasından uzaklaştırarak konuşmak yerine, bu esasla ilgili yapabileceklerimizi konuşmak daha faydalı olacaktır. Çünkü barışın toplumsallaşması ancak kolektif bir iradeyle mümkün olabilir. Bunu da en başından beri söylüyoruz. Bu nedenle süreç demokratik muhalefetin katkılarından mahrum bırakılmamalı. Eleştiriler ve bu süreçteki eksikliklerin tespiti bu sürecin teminatıdır. Biz de söylüyoruz bunları.

Demokratikleşme kanallarının açılması gerektiğini, bunun Barış ve Demokratik Toplum Sürecinin olmazsa olmazları arasında olduğunu; zaten süreçle bağlantılı olmadan da yapılması gerekenlerin bugüne kadar yapılmamasının ne kadar büyük bir eksiklik olduğunu biz de tespit ediyoruz. Ancak komisyonun bütün bileşenleriyle adaya gitme ve Sayın Öcalan'la orada görüşerek özellikle şeffaflığa dair kaygıları olanların bu soruları doğrudan yöneltme imkanını değerlendirmemiş olmasını yalnızca bir talihsizlik olarak ifade edemeyiz. Ne yazık ki bir siyasetsizliğe de işaret ediyor Kürt meselesinin demokratik çözümünde. Bunu üzülerek belirtiyoruz. Biz bu konuda elimizden gelen her türlü diplomasiyi yaptık. Ancak bu mesele yalnızca HDP'nin sorumluluğunda olamaz, olmamalı. İktidar da bu konuda teşvik edici, kapsayıcı, ikna edici ve ilerletici olmalıydı. Ne yazık ki bu anlamda iktidar da sorumluluğunu yerine getirmedi ve toplumsal temsiliyetin bir kısmı şimdilik bu görüşmenin dışında kaldı."

İmralı yolunu resmi olarak açan bu siyasi adımın adımın devam etmesi gerektiğini belirten Doğan, "Sayın Öcalan'la görüşmenin olanakları genişletilmeli. Bunu sürecin geleceği açısından önemli görüyoruz. Yine daha önce burada ifade ettik. Farklı siyasal kesimlerden temsilciler, hak savunucuları, akademisyenler, gazeteciler, kimler gidip temas kurmak istiyorsa, kimler gidip orada kendisiyle görüşmek istiyorsa görüşebilmeli. Bunun imkanları sağlanmalı. Biz bu yürüyüşün uzun olduğunu biliyoruz. Bir yandan barışı inşa etmeye çalışıyoruz. Eşit, adil, onurlu ve kalıcı bir barışı. Öte yandan demokratik bir toplum tahayyülü için mücadele ediyoruz. Bu uzun yürüyüşe bundan sonraki dönemde ada görüşmesine gitmeyen, bu yönlü bir eğilimle karar alan diğer siyasi partilerin de katılacağına inanıyoruz. Başta Cumhuriyet Halk Partisi olmak üzere demokrasi, değişim ve dönüşüm ancak güçlü bir demokratik muhalefetle gerçekleşebilir. Toplumsal temsiliyetin genişletilmesi, Türkiye halklarının en geniş biçimde sürece dahil edilmesi, örgütlenmesi barış ve demokrasi için iktidarından muhalefetine hepimizin sorumluluğunda. Demokratik çözüm için yapılması gerekenleri birlikte omuzlamalıyız. Bunu yalnızca DEM Parti’ye bırakmamalıyız. Hatta iktidar partisi tüm imkanlarını bunun için, bu temsiliyeti yaygınlaştırmak için, barışı toplumsallaştırmak için değerlendirmeli." diye konuştu.

Demirtaş’ın serbest bırakılması ile ilgili olarak da Doğan şunları kaydetti:

"Yine en çok sorulan sorulardan birini buradan geçen hafta Adalet Bakanı Sayın Yılmaz Tunç'a yönelttik. Bir daha yöneltelim. Ne bekleniyor? Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılması için ne bekleniyor? Niye bu suç işleme haline seyirci kalıyorsunuz? Tekrar ediyoruz. Başta Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ olmak üzere Kobanî Kumpas Davasından tutsak herkes serbest bırakılmalı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ve Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmalı. Artık buna son vermek gerekiyor." 

 
Fly Erbil Advertisment