Koçyiğit: Komisyon üyeleri İmralı'dan ikna olarak döndü

FOTO- Yeni Yaşam Gazetesi
FOTO- Yeni Yaşam Gazetesi

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Abdullah Öcalan ile görüşen komisyon üyelerinin İmralı'dan ikna olarak döndüklerini belirtti.

Mezapotamya Ajsansı'na (MA) röportaj veren Gülistan Kılıç Koçyiğit, İmralı’da PKK lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmenin detaylarını aktardı. 

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu adına üç siyasi temsilci olarak İmralı Adası’nda Öcalan ile görüşen Koçyiğit, Öcalan'ın görüşmede genel olarak PKK'nin tarihsel serüvenini, daha önce Kürtlerle Türklerin tarihsel olarak ittifak yaptıkları zaman dilimlerini ve bütün bu ittifakların Türkiye halklarına, Kürtlere ve Türklere nasıl kazandırdığını ve tarihsel kırılma anlarından bahsettiğini belirtti.

Koçyiğit, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yine PKK'nin çıkış koşullarından sonra barış arayışlarını, hükümet ve devlet kanadından özellikle her seferinde nasıl barış girişimleri olduğunu ama bütün bu barış girişimlerinin en nihayetinde nasıl akamete uğratıldığına dair geniş bir değerlendirme yaptı. Tabii heyet üyelerinin de sürece dair kendisine soruları oldu."

Görüşmenin çözüm süreci bağlamındaki önemine değinen Gülistan Kılıç Koçyiğit, "24 Kasım’da komisyon adına bir heyet olarak İmralı'da Sayın Öcalan'la görüşmenin arka planında Sayın Öcalan'ın bütün bu süreç içerisinde geliştirdiği, aştığı eşiklerin önemli bir payı olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. Özellikle 27 Şubat çağrısının kendisi ve bu çağrının arkasında durarak bunun gereklerini örgütünün de yerine getirmiş olmasının bu yolu açtığının altını çizelim. Mecliste kurulan bir komisyon adına bizlerin adaya gitmesi ve Sayın Öcalan'la görüşmesi, Sayın Öcalan'ın siyasi gücü açısından çok tarihi bir önemdedir. Sorunu salt güvenlik sorunu olma ekseninden çıkarıp sadece silah bırakma meselesi olmaktan çıkarıp, sorunun aynı zamanda siyasi bir sorun olduğunu ve bu siyasi soruna siyasi çözümler geliştirmek gerektiğini de 24 Kasım’daki görüşmenin kendisi teyit etmiştir. Bu anlamıyla oldukça önemli, tarihi nitelikte bir görüşme gerçekleştirdiğimizi ifade edelim." dedi.

Öcalan'ın görüşmede barış çabalarına "çokça" vurgu yaptığını dile getiren Koçyiğit, "Her barış sürecinin ya da her barış çabasının hem devlet katında hem de kendi tarafında nasıl bir şekilde akamete uğradığını ifade etti. Özal dönemi, Erdal İnönü, Demirel hükümeti dönemindeki arayışlar, Erbakan dönemi… Ve her birinin ardından nasıl pratiklerin sergilendiğini, nasıl müdahaleler olduğunu ve her seferinde bütün bu barış çabalarının nasıl akamete uğradığını ifade etti. Ve burada bir dış müdahalenin, Kürt ve Türk ittifakının gerçekleşmesini istemeyen, barışın gerçekleşmesini istemeyen uluslararası güçlerin bulunduğunu ve süreci sabote etmek için ne kadar büyük şeyler yapabileceklerini de Özal'ın ölümü üzerinden örneklendirdi. Sayın Turgut Özal'ın ölümünü bir tesadüf olarak değerlendirmediğini, buraya şüpheyle bakmak gerektiğini ifade etti." sözlerini sarf etti.

Heyet üyelerinin Suriye ile ilgili daha fazla soru sorduğunu söyleyen DEM Parti Grup Başkanvekili, "Suriye’deki sürecin buradaki sürece olası etkileri ve Suriye'deki gelişmelerin kendisi biraz daha görüşmenin ana odağını oluşturuyordu. Suriye bağlamında da şunu çok açık ve net bir şekilde söyledi: 'Çok uzun bir süre Esad yönetimi vardı ve Esad yönetiminin karakteristik özelliği en nihayetinde bir diktatörlüktü ve yıllarca da böyle yaşadılar. Bugün bir Şara yönetimi var. Eğer gerçekten demokratikleşme olmazsa en nihayetinde bu da bir diktatörlüğe gidecektir” diye ifade etti. O anlamıyla olmazsa olmaz diye ifade ettiği en temel şeylerden birisinin yerel demokrasi olduğunun altını çizmemiz gerekiyor." diye konuştu.

Öcalan'ın hem Türkiye açısından hem Suriye açısından hem Kürtlerin yaşadığı bütün ülkeler açısından Kürtlerin varlık olma hakkını koruyan, gören bir yaklaşımın esas alınması gerektiğini ifade ettiğini dile getiren Koçyiğit, şunları kaydetti: 

"Demokrasi, toplumun örgütlenmesi, komün, meclis, kendi sivil toplumunu oluşturması, Suriye bağlamında örneğin Bayırbucak Türkmenleri, Kürtler, Çerkez topluluklar için söylediği gibi herkesin kendi topluluğunu, komününü, meclisini, sivil toplumunu inşa etmesi ve bu şekilde de kendi öz varlığıyla sisteme katılması gerektiğine değindi."

Heyet üyelerinin Abdullah Öcalan ile yaptıkları sohbet sonrası ikna olduklarına inandığını ifade eden Koçyiğit, "Tatmin olduklarını düşünüyorum. Bu süreç açısından Sayın Öcalan’ın kararlılığını, 27 Şubat çağrısının arkasında durduğunu, sadece Türkiye açısından değil, bölge açısından Kürt sorununun demokratik çözümü perspektifine sahip olduğunu, bir Türkiyeli Kürt yurttaş olarak Kürt sorununun demokratik çözümü için elinden gelen bütün çabayı harcamaya hazır olduğunu ve harcadığını bizzat gördüler. Bu konuda çok ikna olarak döndüklerini ifade edebilirim. Ben bunu bizzat gözlemledim. Bu görüşmenin sonucunda adaya giden Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu heyeti olarak Sayın Öcalan’ın bu süreci yürütme iradesini, 27 Şubat çağrısının gereklerini yerine getirme konusundaki çabasını, kararlılığını bizzat gözlemleme şansına sahip olduk ve komisyon üyeleri olarak ikna olmuş halde döndüğümüzü söyleyebilirim." dedi.

 
Fly Erbil Advertisment