PKK lideri Öcalan'dan "Barış sürecine geçiş yasası" önerisi

PKK lideri Abdullah Öcalan, barış yüzyılına geçiş yasası çıkarılması gerektiğini savunarak, “Bu süreç, Kürtlerin cumhuriyete hukuk yoluyla katılımı ve demokratik cumhuriyeti birliktelikle inşa sürecidir.” dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Meclis Başkanvekili ve İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan, Mithat Sancar ve Asrın Hukuk Bürosu Avukatlarından Faik Özgür Erol, PKK lideri Abdullah Öcalan ile İmralı Adası'nda görüştü.

Heyet görüşme sonrası yaptığı açıklamada, Abdullah Öcalan ile yaklaşık dört saat görüşme gerçekleştirdiklerini belirtti.

Açıklamada, Öcalan’ın Komisyon ile yaptığı görüşmede dile getirdiği iddia edilen “darbe” konusuna da açıklık getirdiği belirtildi.

Türkiye'nin içinden geçtiği süreci bir "geçiş süreci" olarak nitelendiren Öcalan, siyasi şiddetin ve demokrasi dışı müdahalelerin gündemden kalkması için yasal güvenceye işaret etti. 

PKK lideri Öcalan, 27 Şubat açıklamasına atıfta bulunarak şunları kaydetti:

"Özgün ve bütüncül hukuka dayalı bir barış yasasının gerçekleşmesi ile siyasi şiddet ve demokrasi dışı müdahale olgusu Türkiye gündeminden çıkacaktır. Buna, 'Barış Yüzyılına Geçiş Yasası' da diyebiliriz. 27 Şubat açıklamamız bu açıdan yol gösterici bir programdır. Atılan adımların tümü, bu topraklarda kardeşçe, birlikte yaşama hedefimizin açık ifadeleridir."

Öcalan, iktidar ve yönetim şansını kullanmak isteyen tüm siyasi ve toplumsal kesimleri, sorunlara tutarlı yaklaşmaya ve demokratik çözüme ortak olmaya çağırdı. 

Sürecin hedefini "Kürtlerin cumhuriyete hukuk yoluyla katılımını sağlama ve demokratik cumhuriyeti en geniş toplumsal birliktelikle inşa etme" olarak özetleyen PKK lideri, bu yöndeki irade ve kararlılığını bir kez daha vurguladı.

DEM Parti İmralı Heyetinin açıklaması şöyle:

“2 Aralık 2025 tarihinde İmralı’da Abdullah Öcalan ile dört saate yaklaşan bir görüşme yaptık. Geçtiğimiz hafta gerçekleşen TBMM Komisyon görüşmesinin pozitif etki ve sonuçları karşılıklı değerlendirildi. 

Öcalan, yakın zamanda yoğunlaşan süreç karşıtı söylem ve çıkışlar hakkında, geçmiş çözüm girişimlerine karşı geliştirilen sabotaj girişimlerini anımsattı. Bu süreçlerin tümünde karşılaşılan bir durum, bir habitus olarak darbe mekaniğine dikkat çekti. Bunun klasik bir darbe çalışması olarak değil, süreci ilerletmeye yönelik her adıma karşı bir hamle yapmak suretiyle kırılgan ve tehlikeli bir ortam yaratma çabası şeklinde anlaşılması gerektiğini vurguladı. ‘Günümüzde norm-dışı güçlerin taşıyıcılığını bu çevreler yapmaktadır. Diğer yandan Türkiye’nin ilk yüzyılına damgasını vuran bir kültür, bir siyaset tarzı, gizli-açık bir örgütlenme biçimi olan darbe geleneğini aşmaya dönük siyasi ve toplumsal bir irade de güçleniyor’ diyerek şu değerlendirmede bulundu: 

İçinde bulunduğumuz geçiş sürecinde özgün ve bütüncül hukuka dayalı bir barış yasasının gerçekleşmesi ile siyasi şiddet ve demokrasi dışı müdahale olgusu Türkiye gündeminden çıkacaktır. Buna, barış yüzyılına geçiş yasası da diyebiliriz.

27 Şubat açıklamamız bu açıdan da yol gösterici bir programdır. Bu doğrultuda atılan adımların tümü, aldığımız sorumluluğun ve bu topraklarda kardeşçe, birlikte yaşama hedefimizin açık ifadeleridir.

Türkiye’de yönetim ve iktidar şansını doğru kullanmak isteyen her siyasal ve toplumsal kesimin siyasal sorunlara tutarlı yaklaşması ve demokratik çözüme ortak olması gerekir. Bu süreç, Kürtlerin cumhuriyete hukuk yoluyla katılımını sağlama ve demokratik cumhuriyeti en geniş toplumsal birliktelikle inşa sürecidir. Bu yönde ilerlemekte olan sürece dönük güçlü iradeye ve kararlı duruşa sahip olduğumuzu bir kez daha belirtmek isterim.”

 
Fly Erbil Advertisment