Erdoğan'dan AB'ye: Daha da ileri giderseniz....
Avrupa Parlamentosu’nun müzakereleri durdurma tasarısını tanımadıklarını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, mülteci anlaşmasını hatırlatarak, Avrupa Birliği’ne sert mesajlar gönderdi.
.jpg)
Kadına şiddetle mücadele günü sebebi ile İstanbul’da düzenlenen 2. Uluslararası Adalet ve Kadın Kongresi'nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Avrupa Birliği’ne sert mesajlar gönderdi.
Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye ile müzakerelerin durdurulması yönündeki karar tasarısı tanımadıklarını belirten Erdoğan, AB ile yapılan mülteci anlaşmasını anımsatarak, "Bana bak daha ileri giderseniz bu kapı açılır bilesiniz." dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Bana bak daha ileri giderseniz bu kapı açılır bilesiniz."
İnsanlığı tehdit eden pek çok sorun, kriz var. Savaşlar, çatışmalar, yiyecek kıtlıkları, göçler, ekonomik krizler konusunda istikrarsızlık. Sorunların maliyeti ve büyüklüğüyle dünya yerinde yer alma biçimlerinde çok ciddi tutarsızlık var. Suriye, Irak, Libya, Somali gibi ülkelerde yaşanan çatışmalar sadece çıkar kavgaları ve mülteci tehditi boyutuyla dünyanın gündemine giriyor. Mülteci sorunu söz konusu olmasa, insani dramların dünyanın gündemine gelme ihtimali neredeyse yoktur.
"Toplanmışlar 30-40 kişi verilen bildiriye hayır diyor, geri kalan 300-400 kişi evet diyor. Ya topunuz dese ne yazar. Hiçbir zaman siz insanlığa iyi davranmadınız, insanlara doğru bakmadınız. Aylan bebekleri sahile vurduğu zaman siz almadınız, 3 milyon mülteciyi bu ülkede besleyen biziz, verdiğiniz sözleri yerine getirmediniz.
"Kapıkule'ye 50 bin kişi dayandığında "Ne yapacağız" diye ağlaşmaya başladınız. Bana bak daha ileri giderseniz bu kapı açılır bilesiniz. öyle kuru sıkı tehditlerden ne ben anlarım ne bu millet anlar.
"Yetti atık ya, yetti bu aldatmaca."
"Kardeşlerim, bugünün gündemi nedir? Kadın ve adalettir. Peki adaletin gereği dünyada yerine geliyor mu? BM'de yerine geliyor mu? Niye ben dünya beşten büyüktür diyorum. Dünyanın kaderini BM'deki beş ülke belirleyemez onu söylüyorum. Artık ikinci dünya savaşının şartları yok, dünya temsil ediliyor mu? Her etnik unsur temsil ediliyor mu? Her kıta orada temsil ediliyor mu? Nasıl oluyor bu BM Güvenlik Konseyi? Diyoruz ki; 196 ülkenin BM Güvenlik Konseyi'nde temsil edilmediği bir BM, adaleti tesis edemez. Onun için de bir aldatmaca var, beş daimi üye on beş geçici üye. Yetti atık ya, yetti bu aldatmaca. Biz diyoruz ki Ey beş tane daimi üye, gelin artık deyin ki "BM'nin reforme edilmesi lazım, yeniden güncellenmesi lazım" 20 daimi üye mi yaparız 25 daimi üye mi, bilemiyorum geçici üye falan olmayacak.
"Şu anda, bakın çok ilginç beş tane daimi üye. Fransa, İngiltere, Rusya, Almanya, ABD... Asya, Amerika, Amerika'nın bir kısmı buraları temsil ediyorlar. İnanç gruplarına gelince acaba bir milyar 700 milyonluk Müslüman kitlesi orada temsil ediliyor mu? Hayır edilmiyor. Müslümanların derdini orada kim anlatacak peki? Buradan adalet çıkmaz, onun için de ben BM Genel Kurulu'nda sürekli bu konuyu işliyorum. Dolaylı dolaysız tüm insanları ilgilendiriyor bu konu. Adalet bir kenara bir köşeye sıkışıp kalma durumunda olan bir kavram değildir.
"Birilerinden korkmamak lazım. Dünyadaki ülkeler 'Acaba biz söylersek filanca ne der, şöyle dersek filanca ülke ne der' diye düşündüğü zaman netice alamazlar. Ömür boyu korkuyla yaşamaktansa bir gün adam gibi yaşa, aman kadınları tenzih ederim, kötü bir kastım yok. Hep birlikte bu adımı atmamız lazım"
"AB'den destek gelecek diye kapılarımızı açmadık"
"AB'yi uyarırken milletimiz ve tüm insanlık adına yürüttüğümüz bu mücadelenin bir bedeli olduğunun farkındayız. Ülkemdeki ana muhalefet partisi olan kişi de kalkmış 'Bunu başka yaptırımlar takip edecek' diye tehdit ediyor. Zavallıya bak, 53 yıldır AB'nin kapısını açmayanlar yaptırım mı uyguluyor, ne yaptık bittik mi, çöktük mü, dik durduk, Türkiye'yi aldığımız yerden nereye götürdüğümüz ortada. Bu yaptırımlar Allah'ın izniyle bizi yıkamaz. Unutmayın, Batı'nın Türkiye'ye ihtiyacı var Şu anda 3 milyon mülteciyi burada barındıran, besleyen Türkiye, AB'den destek gelecek diye kapılarımızı açmadık. Niye açtık? O mazlumları zalimlerin insafına bırakamazdık. Onun için kapılarımızı açtık.
"Terör olarak, ekonomik, siyasi, sosyal saldırılar olarak bütün bu bedelleri ödeme pahasına doğru bildiğimiz yoldan dönmeyeceğiz. Adalet için, hak için, mazlumlar için, mağdurlar için.