Baykal: Silah ortadan kalkarsa her sorun çözülür
Deniz Baykal, Kürt sorununda müzakere ve diyalog yolunun tamamen kapatılmaması gerektiğini, CHP'nin de bu konudaki tavrının 'diyalog yolu' olduğunu söyledi.

Haber Merkezi- CHP’nin eski genel başkanı ve Antalya vekili Deniz Baykal, Kürt sorununda müzakere ve diyalog yolunun tamamen kapatılmaması gerektiğini, CHP'nin de bu konudaki tavrının 'diyalog yolu' olduğunu söyledi. Kürt sorununun özünün silah olduğunu ifade eden Baykal, "Türkiye’de her sorun demokrasi ve hukuk devleti çerçevesinde tartışılır, konuşulur ve çözülür. Silahın ortadan kaldırılması halinde Türkiye’de her sorunun çözüleceğine yürekten inanıyorum" dedi.
HDP milletvekillerinin tutuklanmasına da değinen Baykal, dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda baştan beri hatalar olduğunu söyledi. "Dokunulmazlıkla ilgili anayasa değişikliği konusunda büyük bir hata var. 'Haydi, namertsin kabul etmezsen, gel, tümünü getir' denildi Meclis’te. İş yanlış bir sürece girdi. " diyen Baykal, bu hata sonucunda HDP'li milletvekillerinin de tutuklandığını söyleyerek, bundan üzüntü duyduğunu dile getirdi.
Baykal Cumhuriyet Gazetesi'ne verdiği röportajında 2007'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde MHP'nin yine AK Parti ile uzlaştığını iddia etti. Baykal MHP'nin kendi adayını koymasıylabu uzlaşıya başladığını savunarak, "2007’de AKP-MHP uzlaştı. Güya uzlaşmadı ama MHP Meclis başkanlığı hikâyesinde olduğu gibi kendi adayını çıkararak AKP adayının kazanmasının yolunu açtı" dedi.
Baykal'ın Cumhuriyet'te yer alan röportajından önemli başlıklar şöyle:
- CHP şimdi de teklifi Anayasa Mahkemesi’ne götürmediği için eleştiriliyor.
Böylesine önemli bir düzenlemenin anayasaya aykırı olduğuna ilişkin çok ciddi iddialar varken, bunun Anayasa Mahkemesi’ne götürülmemiş olması bir hukuk devleti için ciddiyetle sorgulanması gereken bir durumdur. Biz parti olarak götürmeme kararı aldık ve bunu da “En yüce divan bizim için halk divanıdır, milletin kararı önemlidir” diye açıkladık. Doğrudur, halk iradesi önemlidir ama hukuk da hukuktur. Biz bu söylemle hukuku önemsiz saymış değiliz ama bu konjonktür bizi böyle bir noktaya getirdi. Niye getirdi? Anayasa Mahkemesi’ni meşgul etmek istemedik biz bu konuyla. Niçin acaba? Sorgulanması gereken budur. Saygıdeğer, güzel bir gerekçemiz var. Tabii hukuku yok saymama, hukukun değerini gözden uzak tutmama anlayışı içinde yorumlanarak güzel bir gerekçe ama olay hukuku devre dışına çıkarmak.
- HDP’li vekillerin tutuklanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ta baştan başlayarak, işin temelinde olan dokunulmazlıkla ilgili anayasa değişikliği konusunda büyük bir hata var. Oradan başladı iş. Bunun yanlış olduğunu düşündüğüm için ben o konuda da inisiyatif almıştım. “Yanlış yapıyorsunuz” diye. Ben diyordum ki “Yanlış yapılıyor. Bu iyi bir şey değil”. Oturdum bir yazı yazdım. Bir konuşma yaptım.
- Genel başkanınız pek etkilenmedi mi?
Kamuoyundaki dalgaya parti olarak biz de katıldık. Parti içinde de tartışıldı bu konu. Hep birlikte “Haydi, namertsin kabul etmezsen, gel, tümünü getir” denildi Meclis’te. Açık artırmaya çıktı iş. Yanlış bir sürece girdi. Sonuç ne oldu? Mecliste oylama yapılıyor, 10’un üzerinde tutuklu vekil var. Bir oyun bile çok önem taşıdığı oylamalarda milletvekili tutuklu. Olacak şey değil. Bu çok üzüntü verici bir olay.
Türkiye bir süreç açıyor. Sonra o sürecin tam tersini yapıyor. O süreci açtığı için büyük başarı ve destek elde etmeye çalışıyor. Sonra bu süreci geriye çevirirken gene bunun bir başarı ve hizmet olduğuna bizi inandırmaya çalışıyor. Çözüm süreci ile başlayan yanlışlıklardır. Ta işin başında terör konusunda net, berrak olmadılar.
- Kürt sorununda müzakere ve diyalog fikrine tamamen kapalı mısınız?
Sorunun özü, Türkiye siyasetini ve Kürt siyasetini terörden arındırma sorunudur. Kiminle müzakere edeceksiniz? Türkiye’de her sorun demokrasi ve hukuk devleti çerçevesinde tartışılır, konuşulur ve çözülür. Demokrasi inancımızın temeli budur. Bunu tehdit eden olay terördür, silahtır. Terörün, silahın ortadan kaldırılması halinde Türkiye’de her sorunun çözüleceğine yürekten inanıyorum. Teselli edici bir gelişme olarak şunu söyleyeyim: Son dönem yaşadığımız çok acı olaylarda, neredeyse bir bölgesel iç savaş tablosunun sonucunda ortaya çıkan, olumlu denebilecek temel nokta; bölge insanının terör karşısında artık kararlı ve yeni bir tavrın içine girmesidir. Bu çok önemli. Şimdi bu duygunun yanlış siyasetlere alet edilmemesi ve Türkiye’nin demokratik gelişmesine katkı yapmasının sağlanması gerekiyor.
- Ahmet Türk’e gitme gayeniz de bu muydu?
Ben bölgede ve ülke siyasetinde terörü etkisiz kılma doğrultusunda sadece cezalandırma ve tutuklama değil, iyi niyet, anlayış, empati, dayanışma gibi duyguların, arkadaşlıkların, yaşanmış beraberliklere saygı gösterme, değer verme gibi duyguların ayakta tutulmasının da büyük önem taşıdığı kanısındayım. O nedenle ben sadece Ahmet Bey’i değil, daha önce Şerafettin Elçi’yi de ziyaret etmiştim. Şiddete, teröre karşı tavrı olan bir siyasetçiydi. Daha sonra Tahir Elçi’nin ailesini ziyaret ettim. O da bu konuda net duruşu olan bir insandı. Ahmet Bey’in de terörden ciddi şekilde şikâyet içinde olduğu kanısındayım.
Bunu çok ortaya koyamadılar. Bir tuzağın içine çekildiler o dönemde. Ama yardımcı olmak lazım. O insanları doğal siyasetin bir parçası haline getirmek lazım.
- HDP bu zemine gelirse diyalog kurulabilir mi?
Bu terörün gündemden düşürülmesini sağlamak en büyük görevdir. O konuda kaçırılmış fırsatlar var. Yeni bir anlayışa ve bilince ihtiyaç var. Bu bilinci değiştirmememiz lazım. Bu dönemin temel sorunu budur bence.
- Bu HDP’yi dışlayarak olur mu sizce?
Hayır, ben kimseyi dışlama niyetinde değilim. Orada olsun istiyorum. Olmalıydı. Olabilirse çok mutluluk duyarız. Olmalı. Onu oldurtalım. Terörü net bir şekilde gündemden düşürelim. Terör karşısında net bir tavır gösterelim. Bunu anlamlı ve işlevsel kılalım. Bu olduğu zaman Türkiye’de çok şey değişir ve birçok sorun çözülür.
- Bir tür uzlaşma da olmuş oldu.
2007 Cumhurbaşkanlığı seçiminde AKP-MHP uzlaştı yani. Güya uzlaşmadı ama MHP Meclis başkanlığı hikâyesinde olduğu gibi kendi adayını çıkararak AKP adayının kazanmasının yolunu açtı. Geçenlerde faturayı çıkarıyor, Abdullah Gül, akademisyenlerin tutuklanmasından üzüntü duyduğunu ifade edince “Senin seçilmeni sağladık biz. Arkadaşlarınla ters düşme” diyor.
- MHP’nin bugünkü tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ona hiç girmeyelim. Bir cayırtı koparıyorlar 367’yle ilgili. Ya kardeşim Anayasa Mahkemesi bu kararı verdi, benim uydurduğum bir şey değil ki.