Kerkük düştü diye sevinenlere uyarı: Kürtlerle düşmanlaşmak Türkiye'yi yalnızlaştırır

Irak güçleri ve İran’ın desteklediği Haşdi Şabi milislerinin Kerkük’e saldırmasının yankıları sürüyor. T24 yazarlarından Hasan Cemal, saldırıyı, Kerkük’ün durumu ve Kürdistan’a ilişkin yazısını “Kerkük düştü diye bayram yapanların dikkatine!” başlıklı köşe yazısına taşıdı.

Haber Merkezi

Irak güçleri ve İran’ın desteklediği Haşdi Şabi milislerinin Kerkük’e saldırmasının yankıları sürüyor. T24 yazarlarından Hasan Cemal, saldırıyı, Kerkük’ün durumu ve Kürdistan’a ilişkin yazısını “Kerkük düştü diye bayram yapanların dikkatine!” başlıklı köşe yazısına taşıdı.

Hasan Cemal'in, Ankara'nın Kürdistan'a yönelik bu duruşunun Türkiye'yi nasıl yalnızlığa iteceğini gösteren yazısı şöyle:

 “Saray medyası çığlık çığlığa. Manşetlerde Kerkük'le ilgili bayram havası esiyor:

- Peşmerge kaçtı!

- Barzani yok ortalıkta!

- Petrol Bağdat'ın!

- Büyük kaçış!

Bir sevinç bir sevinç.

Frene basın, kendi kendinize birkaç soru sorma zahmetine katlanın.

Kerkük'e Irak mı, yoksa İran mı giriyor?

Bağdat yönetimi, büyük ölçüde Tahran'ın kontrolünde değil mi?

Devrim Muhafızları, Haşdi Şabi Şii silahlı güçleri olarak Kerkük'te İran anlamına gelmiyor mu?

İran'ın Kürtlere dönük oyununun öteden beri ikili oyun olduğunu bilmiyor musunuz?

Irak Kürdistanı'nda genellikle Barzani'nin Erbil'ine değil, rahmetli Talabani'nin Süleymaniye'sine yakındır Tahran.

Aynı zamanda, bölgeyle ilgili tüm güçler gibi Tahran da PKK kartını hiç elinden bırakmaz.

Örneğin şu günlerde Haşdi Şabi'nin Suriye Kürdistanı Rojava'da PYD-YPG'yi rahat bırakmasına karşılık, PKK'nın PJAK'ı da İran'da uslu duruyor.

Bu konulara kafa yoruyor musunuz?

Ayrıca, Türkiye bölge Kürtleriyle düşmanlaşırken, güneyine, Kerkük'e İran kontrolündeki güçler yerleşirken, Türkiye'nin manevra alanı daraldıkça daralmıyor mu?

Düşmanları çoğalmıyor mu?

Suriye'de, Irak'ta Kürtlerin ezilmesi, Türkiye Kürtlerini derinden yaralamıyor mu?

Bu arada, sanıyor musunuz ki, örneğin Mesut Barzani yalnız kalacak, tecrit olacak?

İran, Kerkük'le birlikte kendi nüfuz alanını Irak ve Suriye'de geliştirirken, bölgenin Sünni güçleri başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkeleri, Mısır ve tabii İsrail kayıtsız mı kalacaklar?

Hayır, kalmadıkları biliniyor. Barzani'ye, Kürtlere destek kapısı aralanmaya başladı bile...

Ayrıca şunu not edin:

Türkiye Kürtlerle düşmanlaşırken, bugün referandum dolayısıyla Türkiye'nin yanında gözüken güçler, yani İran'ı, Irak'ı ya da Rusya'sı yarın Kürtleri yalnız bırakmayacaklardır.

Yalnız kalacak olan yine Türkiye olacak.

Son yazımda, eski MİT Müsteşarı ve emekli büyükelçi Sönmez Köksal'ın görüşlerini yansıtmış ve yorumlamıştım.

Sayın Müsteşar'ın söylediklerinin özetini Saray medyası için bir daha aşağıya alıyorum.

Unutmayalım ki Bağdat

Tahran’ın kontrolünde.

Devrim Muhafızları, Hizbullah

ve Şii Haşdi Şabi güçleri sadece

Irak’ta değil, Suriye’nin her

tarafında at koşturuyor.

 

Öte yandan İran, PJAK'la

yani PKK ile anlaşma yaparak

kendisine dönük terör eylemlerine

son verilmesine karşılık, özellikle

Suriye’de Devrim Muhafızlarının

ve Haşdi Şabi’nin PYD’yi rahat bırakmasını sağladığı biliniyor.

 

Kerkük'ün Bağdat’ın tam

kontrolüne geçmesi dolaylı

olarak İran’ın kontrolü

anlamına gelir.

Önümüzde en kaba hâliyle iki

ayrı yol var gibi görünüyor:

Ya çok kanlı bir hesaplaşma

veya aklın galip geleceği barışçı

çözüm. Kanlı hesaplaşma

Türkiye’nin geleceğini    

karartır.

 

Güney’in petrolü ve Türkiye’nin

iş dehasının birleşmesiyle sınır boyumuzda kurulacak

'cluster/cazibe merkezleri’nin

sınırın her iki yakasında

yaşayanlara refah getireceği

bir senaryoyu pek âlâ hayal

etmek mümkün.

 

Sınırlarımızın hemen ötesiyle düşmanlaşıp, yabancı güçlerin etkisine bırakmamak,

Türkiye'nin en önemli hedefi olmalı.           

 

Kerkük düştü diye bayram yapanların dikkatine!

Kürtlerle düşmanlaşmak, Türkiye'yi yalnızlaştırır.”

Fly Erbil Advertisment