2 bin yıllık sır çözülüyor

Bilgisayarlı tomografi yardımıyla, Mısır’da bulunan 2.000 yıllık çocuk mumyası hakkında birçok bilgi öğrenildi.

HABER MERKEZİ

Bilgisayarlı tomografi yardımıyla, Mısır’da bulunan 2.000 yıllık çocuk mumyası hakkında birçok bilgi öğrenildi.

Antropologlar mumyalaşmış kalıntıları kısa bir yolculuğa çıkararak Philadelphia Çocuk Hastanesi’nin yükleme alanına götürdü. Mumya burada, kalıntılara BT, yani bilgisayarlı tomografi, uygulamayı kabul eden pediatrik radyolog Sabah Servaes tarafından karşılandı. Bu tomografi, hastanenin 163 yıllık tarihinde bir ilk olacaktı.

Penn Müzesi görevlileri bu antik kalıntılar hakkında zaten bir şeyler biliyordu. Mumyanın yüzüne örtülen alçı maske ve sarılı olduğu keten kefendeki süslemelerden yola çıkarak kalıntıların bir kız çocuğuna ait olduğu çıkarımında bulundular.

MS 270 ila 280 yılları arasında yaşamıştı, Kral Tutankamon’dan kabaca 1000 yıl sonra doğduğu göz önünde bulundurulursa, “görece yeni bir mumya” olduğu söylenebilirdi. Kefenindeki üslup bu küçük kızın, Mısır’ın o dönemde Roma hâkimiyetinde olan bir bölgesinde yaşamış olduğunu işaret ediyordu.

Samanta Cox’un belirttiğine göre yaklaşık bir yıl önce yapılan X-ray taraması çocukta birtakım “iskelet anomalileri” olduğunu ortaya çıkarmıştı.

Cox bu durumu “Çocuk, 2 yaşındaymış gibi gözüküyor, ancak iskelet gelişimi, diğer bir deyişle diş ve kemiklerinin büyüklüğü, daha çok 5 yaşındaki bir çocuğunki gibi. Bir tür cücelik söz konusu olabilir” diyerek açıklıyor.

Mumya hakkında öğrenecek daha çok şey olduğuna inanan Cox ve meslektaşları 3-D görüntülemeler sağlayabilecek BT’nin bu küçük kız çocuğunun nasıl öldüğünü veya herhangi bir hastalıktan muzdarip olup olmadığını açıklığa kavuşturabileceğini ümit ediyor.

Mumyadaki bazı organların tamamen yok olmadan günümüze ulaşabilmesinin muhtemelliği ümitleri artırıyor.

Penn Müzesi yardımcı küratörü ve aynı zamanda Mısırbilimci Jen Wegner, “Antik Mısırlılar, 5000 yıl boyunca özgün bir mumyalama biçimi uyguladılar. Kişinin yaşam gücünün öldükten sonra bedenine geri döneceğine inandıklarından bedeni koruyabilmek için akıl almaz çabalar sarf ettiler” diyor.

Doktorlar, pediatrik bir hastada yaptıklarının aksine, en detaylı sonuçları almak için yüksek dozda radyasyon kullanmaktan çekinmedi. Yatay ve dikey, toplamda 5202 görüntüleme elde edildi, bu görüntülemeler daha sonra 3 boyutlu bir rekonstrüksiyon oluşturulmak üzere bir araya getirildi.

Dakikalar içerisinde bilgisayarların başına toplanan radyolog ve antropologlar bazı organların hala yerinde olduğunu gördü. Kaburga ve dişleri neredeyse bozulmamış durumdaydı, ancak kafatası parçalara ayrılmıştı. Cox, kafatasındaki hasarın ölümden sonra meydana geldiğine emin olduğunu belirtiyor.

Cox, kafatasındaki kırıkları, “Kişi öldükten sonra oluşan kemik kırıkları kişi hayattayken meydana gelen kırıklardan farklıdır. Bu örnekte kırılma şeklini görebiliyoruz, kemikler şeklini koruyamamış ve tabiri caizse cam gibi kırılmış. Kırıklar çocuk hayattayken meydana gelmiş olsaydı, kemik, otomobil ön camının kırılması gibi, yani örümcek ağı benzeri bir şekil oluşturarak, kırılırdı” diyerek anlatıyor.

Gerçekte, iskeletin çoğu kısmı mumyalama sonrasında zedelenmiş. Arkeologlar mumyayı 19’uncu yüzyılın sonlarında gün yüzüne çıkarmıştı.

Cox, “Dizlerin olması gerektiği gibi durmadığını, ayaklarınsa yerlerinde olmadığını görebilirsiniz. Ayaklar kaval kemiklerinin üstüne yerleştirilmiş. Ve tüm bu bozukluklar mumyalandıktan çok sonra meydana gelmiş. Mumyanın topraktan çıkarılırken hırpalanmış olması muhtemel” diyor.

Cox ve Philadelphia Çocuk Hastanesi radyoloğu Seth Vatsky, çocuğun omurgasında skolyoz varlığına işaret eden bir eğriliğe rastladı. Diğer radyolog Servaes, kemiklerdeki yoğun çizgilerin çocuktaki gelişimin bir hastalık veya yaralanma sonrasında iyiye gitmiş olduğunu gösterdiğini belirterek bunun olumlu bir durum olduğunu söylüyor.

Yaşayan kişiler üzerinde çalışmaya pek alışık olmadığını şakacı bir ifadeyle dile getiren Cox, söz konusu çizgilerin arkeolojide “Harris çizgileri” veya büyümenin duraklama çizgileri olarak adlandırıldığını belirtiyor.

Cox, mumyaların sırlarını çözmek ve kafalardaki soru işaretlerini gidermek için ilerleyen haftalarda BT görüntülemelerini daha yakından inceleyeceklerini bildiriyor.

Mumya gelecek şubatta Penn Müzesi’nde halka açık bir şekilde sergilenecek. (Kaynak: The Inquirer, Arkeofili)

Fly Erbil Advertisment