K24 ÖZEL - Türkiye Afgan mülteciler konusunda İran’la uzlaşabilir mi?
Afgan mülteciler konusunda Türkiye ile İran arasındaki diyalogu değerlendiren uzmanlar, iki tarafın mültecilerle ilgili farklı politikaya sahip olduğunu söylüyor.

ANKARA (K24)
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Taliban'ın Afganistan'da yönetimi ele geçirmesiyle artan Afgan mülteci akımına karşı Doğu Kürdistan (Rojhilat) sınırında güvenlik önlemleri en üst seviyeye çıkarıldı.
Sınırda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Van Valisi Mehmet Emin Bilmez ise, çevre illerden bölgeye takviye olarak bir komando taburu ile 3 komanda bölüğü sevk edildiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Son gelişmelerden sonra diğer illerden takviye birlikler burada görev yapan jandarmanın desteğine gönderildi. Hem jandarma hem polis hem de sınır birliğimiz uyum içinde ve teknolojinin tüm imkanlarından, İHA ve termal kameralardan yararlanarak 'sınır namustur' bilinciyle görev yapıyor."
ERDOĞAN: TÜRKİYE İLAVE BİR GÖÇ YÜKÜNÜ KALDIRAMAZ
Bu arada Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, Afganistan’daki son gelişmelerin Türkiye’nin savunma ve güvenlik alanında Avrupa Birliği’nin PESCO projesinde yer almasının önemini ortaya koyduğunu belirterek, ülkenin mevcut önceliğinin Afganistan’ın sürdürülebilir barış ve istikrara kavuşmasının yanı sıra bu ülkedeki vatandaşlarının tahliyesi olduğunu dile getirdi.
Erdoğan, halihazırda 5 milyon sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye’nin ilave bir göç yükünü kaldıramayacağını söyledi.
Aynı zamanda Taliban'ın Afganistan'a hakim olmasıyla ülkelerinden kaçan Afganları barındırmak için daha önce sınır kentlerinde mülteci kampları kurma planları yapan İran, göçü tetikleyeceği endişesiyle kararını değiştirdi ve sınırdaki Afgan mültecileri ülkelerine gönderme kararı aldı.
RUŞEN: İRAN, BATI DÜNYASIYLA ANLAŞMA SAĞLAYACAK
K24’e konuşan Kafkasya Araştırmaları Merkezi (KAFKASSAM) İran Araştırmaları Uzmanı Celal Ruşen, “Göçmenler uluslararası camiada, neredeyse düşman konumunda olan güçler arasında bir denge ya da baskı mekanizması haline gelmiş” diyerek, İran’ın her zaman Afgan mültecileri kullandığını vurguladı.
Celal Ruşen, Daha önce de İran, Afganistan’dan uyuşturucunun Türkiye’ye transferi konusunda sınırlarını her zaman açık bırakmıştır. Şimdi de göç meselesi ver. İran kapılarını her zaman açık bırakmıştır ve Türkiye’ye göçün önünü hiçbir zaman kapatmamıştır. Bu şekilde İran, Afgan göçmenleri hem Avrupa’ya hem de Türkiye aleyhine olarak kullanmaktadır. Şu anda İran sınırında kurulan duvar sayıları azaltacaktır, ama bu kesin çözüm olmayacaktır. Sorunu yerinde çözemediğiniz sürece mültecilerin geçişini engelleyemezsiniz” dedi.

“Özellikle İran üzerinden gelen göçlerin önünün kesilmesi zor gibi görünmektedir” diyen Ruşen, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çünkü İran bu konuda Türkiye ile anlaşma taraftarı değil ve şu ana kadar Türkiye’ye olumlu bir mesaj vermemiştir. İran, Afgan mültecileri batı aleyhine bir koz olarak da kullanıyor. İran şu anda batı dünyası ile çok önemli bir anlaşmanın eşiğindedir: Nükleer anlaşma. İran bu anlaşmadan gerekli imtiyazları alabilmek için Afgan göçmenleri kullanacaktır. Batı ülkelerine ‘Siz benim bu anlaşmadan istediklerimi verin, ben de Afgan mültecilerin Türkiye üzerinden sizin ülkelerinize geçişini engelleyeyim’ mesajını veriyor. Batı dünyası da göçmenlerin İran ya da Türkiye’de kalmasını istiyor. İran’da resmi verilere göre 3 milyonun üzerinde göçmen var ve bunların tamamı neredeyse Afgan göçmen. Büyük bir ihtimalle Batı dünyası ile de Afgan mülteciler üzerinden bir anlaşma sağlayacaktır.”
PROF. DR. ERAVCI: İRAN, AFGANİSTAN’DAKİ GELİŞMELERİ ÖNGÖREREK HAREKET ETTİ
K24’e konuşan Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Eravcı, “Göçmenler meselesinde Türkiye’nin çok öngörülebilir bir projesinin veya politikasının olduğunu söylemek mümkün değil” diyerek, Türkiye’nin Afganistan’daki siyasi yapının bu kadar hızlı değişebileceğini öngöremediğini belirtti.

“Fakat İran bunu öngörerek, Suriye’deki Fatimum Tugaylarını Afganistan sırına çekti ve oradaki Hazaralar ve Hazaralar dışındaki Şii unsurları örgütleyerek bir nevi Suriye’deki sürece benzer bir politika izlemeye çalıştı” ifadelerini kullanan Eravcı, şunları dile getirdi:
“Alana baktığımızda İran ve Türkiye arasında mülteciler konusunda belirgin bir stratejilerinin olmadığını görüyoruz. Ne cumhurbaşkanının ne de diğer yetkililerin İran ile ortak bir çalışma içerisinde olmadığını görmekteyiz. Birleşik Krallık’ın Dışişleri yetkilisinin açıklamış olduğu Pakistan ve Türkiye’de göçmen kampı oluşturulması konusunda Türkiye Dışişlerinden bunu inkar eden bir açıklama geldi, ama yüksek sesle böyle bir anlaşmanın olmadığına dair bir açıklama yapılması gerekiliyordu. Dışişlerinden ve avunma Bakanlığından yapılan cılız açıklamayı zımni bir kabul olarak değerlendirmek yerinde olacaktır. Bu yüzden önümüzdeki süreçte Türkiye’nin bu öngörülemez mülteci politikalarının ciddi problemlere yol açacağı da aşikardır.”
Prof. Dr. Eravcı, “Yani Doğuda iki gün içerisinde Genelkurmay başkanının denetimleri, Serhat valilerinin sınır bölgelerinde örülen duvarlarla ilgili açıklamaları tamamen kamuoyunun bu konudaki hassasiyetini bir kenara koymak olarak görüyorum” dedi.
“Türkiye Cumhurbaşkanı’nın ve AK Parti yetkililerin göç meselesinde son günlerde ortaya koymuş oldukları demeçleri ve söylemlerine baktığımız zaman bir tutarlılığın olmadığını görüyoruz” ifadelerini kullanan Eravcı, şunları söyledi:
“Hem İran ile şu ana kadar bir strateji oluşturulmaması hem üst perdeden İngiltere’nin planına cevap verilmemesi ve sınıra örülen duvarın iki nedeni var. Birincisi Türkiye, Afgan mültecilerin gelişini kabul etmiş gözüküyor. İkincisi Ankara’nın Altındağ ilçesinde mültecilere yapılan saldırıdan sonra halka ‘Bakın sınırlara duvar örüyoruz, artık gelemezler’ deyip hassasiyetlerini dindirmeye çalışıyorlar.”