DEM Parti'den "çözüm süreci" açıklaması: Öcalan hazır
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, "İmralı hazır, sayın Öcalan hazır, demokratik siyaset hazır. Sıra bu çağrıyı yapanlar ve bu çağrıyı destekleyenlerde." dedi.
DEM Parti Sözcüsü Doğan, 27 Ekim 2024 Pazar günü son yaşanan gelişmelere ilişkin partisinin genel kerkezinde basın toplantısı düzenledi.
Ayşegül Doğan, yaptığı açıklamada, "Gelin bu yeni yolu hep beraber açalım. Yıllardır yok sayılan, inkar edilen, görmezden gelinen, bir güvenlik sorunu olarak ele alınan, taktiklerle çöktürme planlarıyla çözülebileceği sanılan Kürt sorunu adeta böyle adlandırılıyor ama bir insanlık sorunu olarak karşımızda duruyor. Yok sayarak, inkar ederek, güvenlikçi politikalarla çözülemeyeceği bir kez daha görülmüş oldu." dedi.
Ömer Öcalan'ın ile Abdullah Öcalan arasındaki görüşmeye de dikkati çeken Doğan, Öcalan’ın ilettiği mesaja ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak, şöyle devam etti:
''3 satır 3 cümle gibi görünen bu mesaj, kendi içinde pek çok mesajı barındırıyor. Birincisi tecridin devam ettiğini bizatihi kendisi ifade ediyor. İkincisi koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi bir zemine çekecek teorik ve pratik gücü olduğunu söylüyor. İmralı hazır Sayın Öcalan hazır. Peki devlet hazır mı? Buradan soruyoruz DEM Parti olarak. Demokratik siyaset hazır, Sayın Öcalan da hazır, bu koşulları oluşturmaya tecridi ortadan kaldırmaya Kürt meselesini demokratik çözümü için hukuki ve siyasi zeminini oluşturmaya devlet hazır mı? Sıra bu çağrıyı yapan ve çağrıyı destekleyenlerde. Söz söylendi bir kere artık bu sözü hayata geçirme zamanı. Ötelenemez, ertelenemez geciktirilemez bir söz söylendi. Söylenen sözün kritik olduğunu, önemli olduğunu biliyoruz, görüyoruz ve duyuyoruz. Ama gereklerini de yerine getirmek konusunda tarihsel sorumluluğumuz gereği tekrar bir çağrıda bulunuyoruz. Kendisinin sağlık durumuyla ilgili birtakım spekülatif haberleri hep beraber takip ediyoruz. Bunu da tarihsel sorumluluğumuz gereğiyle kamuoyu ile açık bir biçimde paylaşmak isteriz. Sayın Öcalan’ın sağlığı yerinde."
Barışı ve demokratik çözüm kanalı inşaa etmenin savaşmaktan daha zor olduğunu ifade eden Doğan, partilerinin bu konuda daha fazla inisiyatif almaya dün de bugün de hazır olduklarını dile getirdi.
"Şunun bilinmesini isteriz ki Kürt meselesinin demokratik çözümü; Türkiye’nin demokratikleştirilmesi kalıcı bir barışın ortaya çıkabilmesi için DEM Parti çatısı altında ya da dışında karşı karşıya gelebilecek aktör yoktur." diyen Doğan, Kürt siyaseti içindeki tüm aktörlerin Öcalan'ın muhataplığı altında birleşmeye hazır olduğunu söyledi. Geçmişte Kürt siyaseti içindeki unsurların birbirine düşürülmeye çalışıldığını ancak başarılı olunmadığını dile getiren Doğan, "Tekrar ediyorum; DEM Parti olarak diyoruz ki Sayın Öcalan hazır. Mesajını vermiş. Demokratik siyaset de hazır. O halde sıra bu çağrıyı yapanlarda ve bu çağrıyı destekleyenlerde.Ortadoğu’da savaş büyürken, Kürt sorununun diyalog ve demokratik müzakere yolu ile çözümünden başka bir seçenek yok." dedi.
Çözümün konuşulduğu ve diyalog ortamının belirdiği ortamda, iktidardan muhalefete, toplumsal muhalefetten siyasal muhalefete Türkiye’de yurttaş olan herkesin ciddi bir sorumlulukla karşı karşıya olduğuna dikkat çeken DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, "Bizler itinayla, son derece titiz bir biçimde tüm gelişmeleri sizlerle paylaşıyoruz. Bunun dışında yapılan açıklamalar, yorumlar ya da DEM Partiye mal edilerek yapılan değerlendirmeler partimiz açısından bağlayıcı değildir. Yıllardır bu yollardan geçiyoruz, ağır can kayıpları ve ekonomik maliyetlerle. Bunu durdurmak mümkün. Bunu tersine çevirmek mümkün, yeni bir yol açmak mümkün. Biz DEM Parti olarak tekrar çağrımızı yineliyoruz: Gelin, bu yeni yolu hep beraber açalım. Yıllardır yok sayılan, inkar edilen, görmezden gelinen, güvenlik sorunu olarak ele alınıp çöktürme planlarıyla çözülebileceği sanılan Kürt sorunu, adeta bir insanlık sorunu olarak karşımızda duruyor. Türkiye’nin son günlerde en önemli gündemlerinden biri haline geldi. Yani yok sayarak, inkar ederek, bir güvenlik sorunu olarak ele alarak çözülemeyeceği bir kez daha görülmüş oldu." sözlerini kullandı.