Erdoğan: YPG'ye karşı en küçük bir müsamahamız yoktur
"PKK terör örgütü çağrıya uymazsa meseleyi kendi mecrasında çözeriz"

Türkiye Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "PKK terör örgütü çağrıya uymazsa meseleyi kendi mecrasında çözeriz." dedi.
Recep Tayyip Erdoğan, 18 Ocak 2025 Cumartesi günü, Mersin'de AK Parti Adana 8. Olağan İl Kongresine katıldı.
Kongrede konuşan Erdoğan, Suriye üzerinde yeni senaryoların uygulanmasının önüne geçmekte kararlı olduklarını belirterek, “Bu ülkenin topraklarını işgal eden terör örgütlerini ya silah bıraktırarak ya bertaraf ederek Suriye üzerinde yeni senaryolar uygulanmasının önüne geçmekte kararlıyız. Bilhassa ülkenin üçte birini işgal altında tutan YPG terör örgütüne karşı en küçük bir müsamahamız yoktur. Yakında bu meseleyi kökten çözerek adımları atmaya başlayacağız. Örgütün çok güvendiği güçlerin bölgedeki çıkarları ve hesapları değiştiği için gölgesine sığınarak küstahlaşacakları kimseyi bulamayacaklar. Avrupa'dan yükselen çatlak seslere ise aldırış etmiyoruz. Avrupalılar önce kendi meselelerini çözsünler ondan sonra bölgemize gelip nizam vermeye kalksınlar. Bu bölgede diledikleri gibi cirit atanların devri bitmiştir. 100 yıllık oyun bozuluyor. Coğrafyamızda barışın, istikrarın rüzgarı esiyor. Artık bölgenin geleceğini, bu toprakların kadim halkları belirleyecek. Doğal kaynaklar üzerindeki her türlü tasarrufta bölgenin asıl sahiplerinin üzerinde olacak. 2-3 gün önce Suriye'nin dış işleri ve savunma bakanları ziyaretime geldiler. Benden sonra dış işleri, savunma bakanları ve istihbarat başkanımız ile çalışmalar yaptılar. Şimdi hazırlığımız Suriye'nin geleceğine. Bu yeni dönem Mersin'in önünde de büyük fırsat penceresi açacaktır." ifadelerini kullandı.
PKK'nin da feshedilmesi için bir çağrı yapıldığını ve bunu iyi kullanmaları gerektiğini hatırlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Mersin'i yakından ilgilendiren bir diğer gelişme terör örgütü PKK'nin feshedilmesini, silahlarının teslim edilmesini ve militanlarının dağıtılmasını hedefleyen gayretlerdir. Cumhur İttifakı ortağımız sayın Bahçeli'nin konuyu gündeme getirmesiyle başlayan gelişmeler nihai aşamasına yaklaşmaktadır. Bölücü örgüt, şayet elebaşının çağrısını dinleyip siyasi uzantısı da üzerine düşenleri yaparsa bunun kazananı 85 milyon ferdiyle tüm Türkiye olacaktır. Eğer örgüt çağrıya uymayı reddeder, siyasi uzantısı da ipe un sermeye kalkarsa biz zaten başarıyla yürüttüğümüz operasyonlarımızla meseleyi kendi mecrasında çözeriz. Amacımız ülkemizin 40 yılına zarar veren bu meselenin tarihe karışmasından yanadır. Bölücü terör belası öyle veya böyle bertaraf edilecektir. Kahraman şehitlerimiz, her türlü hesabın üzerindedir. Tüm çalışmalar şehitlerimizin ve yakınlarının hassasiyetine en küçük halel getirilmeyecek şekilde yürütülmektedir. Artık yeni hayaller kurma vaktinin geldiğine inanıyoruz. Biz bölgede huzur ve refah, Türkler, Kürtler ve Araplar olarak hep beraber kazanalım, kalkınalım istiyoruz. Zihinlerinin gerisinde başka hesaplar olanlarda artık kusura bakmasınlar artık kimseyi kandıramazlar. Dünya düzeni siyasi ve ekonomik olarak yeniden kurulurken Türkiye'yi bunun dışında tutmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.”
Gazze'de sağlanan ateşkesine de değinen Erdoğan, Türkiye'nin her zaman Gazze'nin yanında olduğuna vurgu yaparak, “Gazze örneği, zulmün asla galip gelemeyeceğinin çarpıcı bir ispatıdır. İsrail, Gazze'de ve diğer Filistin şehirlerinde uyguladığı zulümle dünyanın farklı yerlerinde yaşayan Musevilere de zarar vermiştir. Herkesin zihninde İsrail'in fırsatını buldukça kendi mensuplarından başka tüm insanları katledeceği düşüncesi yer etmiştir. Nitekim fanatik Siyonistler, bu düşünceyi destekleyecek görüşlerini dini ve ideolojik argümanlarla pervasızca dile getirmekten çekinmiyor. En çok hedef aldıkları ülkenin Türkiye, toplumun da Türk milleti olması, bizim bu zulme karşı sesimizi en çok yükselten devlet ve millet olmamızdan kaynaklanıyor. Kimseden korkmadan, çekinmeden, sözümüzü sakınmadan hakkı ve hakikati haykırdık. Bizim için dünyanın neresinde bir mazlum, bir mağdur, bir garip varsa yardımına koşmak, zulme karşı elimizle, dilimizle, kalbimizle mücadele etmek hem dini bir vecibe hem de milli bir vazifedir.” sözlerini kullandı.