Erdoğan: Suriye'de bir "dejavü" yaşanmasına izin vermeyeceğiz

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'de bir "dejavü" yaşanmasına izin vermeyeceklerini belirtirken, “Türkiye, Türkiye içindeki Kürtlerin anavatanı olduğu kadar, Türkiye sınırları dışındaki Kürtlerin de en büyük, en samimi, en güvenilir hamisidir, kardeşidir; zor günlerde kapısı çalınan ilk sığınağıdır.” dedi.
Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi 28. Dönem 4. Yasama Yılı Açılış Toplantısındaki konuşmasında, barış süreci, Suriye ve gündemdeki diğer konulara değindi.
İktidarın "Terörsüz Türkiye” diye adlandırdığı barış sürecinde tarihi adımlar atıldığının altını çizen Erdoğan, sürece yönelik ilk adımı atan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve “Türkiye'nin terörden arındırılması yolunda önemli katkılar vermiş olan” DEM Parti heyeti ve yönetimine teşekkür etti.
“Terör duvarının yıkılması ve Türkiye’nin her karışında barış ve kardeşliğin egemen olması için ter döken” merhum Sırrı Süreyya Önder'i rahmetle yad eden Erdoğan, “Geride bıraktığımız 1 yıl içinde, terör örgütü saldırılarını durdurmuş, kendisini feshettiğini açıklamış, sembolik bir törenle silahlarını yakmıştır. 1984'ten bu yana hem on binlerce can kaybına, hem de 2 trilyon dolarlık ekonomik kayba yol açan terör belası, böylece bitme noktasına gelmiştir. Sürecin son derece hassas olduğunun farkındayız; ancak en başından itibaren olumlu bakıyoruz, olumlu bakmak için çaba sarf ediyoruz.” diye konuştu.
“Hedefimiz; terörün bitmesi, kardeşliğin kuvvetlendirilmesidir. Adımlarımızı sadece ve sadece bu hedefe yönelik atıyoruz.” diyen Erdoğan, TBMM’de kurulan ve şu ana kadar 12 toplantı gerçekleştiren Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun çalışmalarını tamamladığında, ellerinde çok önemli doneler olacağını kaydetti.
Erdoğan, “Komisyonda dile getirilen önerilerin istişare ve uzlaşma neticesinde hayata geçirilmesi bir sonraki aşamayı teşkil edecektir. Burada mühim olan, Türkiye'nin yerli, milli, çözüm odaklı siyasi partilerinin böyle hayati bir mesele için yük alması, aynı komisyon çatısı altında buluşması, konuşması, birbirini saygıyla dinlemesi, istişareler yapmasıdır. Bu, ülkemiz demokrasisi adına, umutlarımızı büyüten çok müstesna bir kazanımdır.” dedi.
“Komisyonun toplanıp, her konuyu açıklıkla ve açık yüreklilikle istişare etmesi, Türkiye'nin zararına değil, hiç tartışmasız yararınadır.” değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, “Türkiye, oluşan bu huzur ve güvenlik iklimini en güçlü şekilde muhafaza edecektir. 86 milyonun bir, beraber ve kardeş olduğu bir Türkiye, enerjisini terörle mücadele için değil, refah için seferber edecektir.” sözünü sarf etti.
Türkiye'nin güvenliği ile yakından alakalı meselelerde atılan adımların, oluşan huzur ve kardeşlik ikliminden tamamen ayrı tutulması gerektiğini bildiren Erdoğan, Türkiye’nin Kürtlerin en güvenilir hamisi olduğunu savunan Erdoğan, şu sözleri sarf etti:
“Türkiye, Türkiye içindeki Kürtlerin anavatanı olduğu kadar, Türkiye sınırları dışındaki Kürtlerin de en büyük, en samimi, en güvenilir hamisidir, kardeşidir; zor günlerde kapısı çalınan ilk sığınağıdır. Bu, yüzyıllardır olduğu gibi, bugün de yarın da böyledir; inşallah hiçbir zaman değişmeyecektir. Sınırlarımızın ötesindeki Kürt kardeşlerimizin, bir takım terör örgütlerinin baskılarıyla, Türk, Kürt, Arap, genel olarak Müslüman düşmanı bir takım ülke ve odaklar tarafından istismar edilmesine asla rıza göstermeyiz.”
En başından itibaren Suriye'nin toprak bütünlüğünü güçlü şekilde desteklediklerinin altını çizen Erdoğan, “Bugün de, Suriye'nin bölünme planlarının en güçlü şekilde karşısındayız. Gerek Suriye'nin toprak bütünlüğünü temin etmek, gerekse sınırlarımızın ötesinde herhangi bir terör oluşumunu engellemek amacıyla, diplomasinin tüm kanallarını devreye almış durumdayız. Diplomatik girişimler cevapsız kalırsa, Türkiye'nin pozisyonu da, politikası da bellidir.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, “Türkiye, Suriye'de bir ‘dejavü’ yaşanmasına izin vermeyecektir. Bu ilkeli tavrımız, Kürt kardeşlerimiz dahil Suriye halkının aleyhine değil, tam tersine onların lehinedir; bölgemizi terör belasından kurtarmaya dönük bir tavırdır.” açıklamasını yaptı.
Bölgeye yönelik her oyunu bozacaklarını söyleyen Erdoğan, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Tekrar altını çizerek söylüyorum: Türk, Kürt, Arap, Sünni, Şii, Alevi, Nusayri... Etnik köken, dil, mezhep ayrımı yapmadan hepimiz ortak bir geleceğin yolcularıyız. Bu yolculukta bizim ezeli ve ebedi kardeşliğimiz, evellallah, her türlü engeli aşacak kudrettedir. Aklı selimle hareket edildiğinde, bin yıllık ortak maziden beslenen bir gelecek tasavvuruyla yaklaşıldığında, evellallah, her sorunu çözer, her oyunu bozarız. Biz, birbirimize, bir duvarın tuğlaları gibi kenetlendiğimizde, bölgedeki sıkıntılar tek tek çözülecek, bölge kalıcı barış ve huzura kavuşacaktır.
Aramıza simsarların girmesine göz yumduğumuzda ise coğrafyamızda kan, gözyaşı, çatışma, zulüm eksik olmayacaktır. Nasıl ki Türk, Kürt, Arap; Sultan Alparslan'ın, Selahattin Eyyubi'nin, Sultan Fatih'in ordusunda omuz omuza verip zaferler kazandıysa... Nasıl ki Çanakkale'de Türk, Kürt, Arap birlikte İslam toprağını kahramanca savunduysa... İnşallah yarın da, ebediyen de Türk, Kürt, Arap İttifakı coğrafyanın barışını, huzurunu, kalkınmasını, refahını birlikte temin ve tahkim edecektir. Buna tüm kalbimizle inanıyoruz.”