Peter Galbraith: Varılacak nokta bağımsızlık bunu herkes biliyor

ABD’li eski diplomat ve senatör Peter Galbraith, referandumun nihayetinde bağımsızlıkla sonuçlanacağını ve bu gerçeğin herkes tarafından fark edildiğini söyledi.

Haber Merkezi

ABD’li eski diplomat ve senatör Peter Galbraith, referandumun nihayetinde bağımsızlıkla sonuçlanacağını ve bu gerçeğin herkes tarafından fark edildiğini söyledi. ABD’nin de referandumu kabul etmediğini açıklamasında rağmen meşruiyetini sorgulamadığını ifade eden Galbraith, “Garip bir yönetimden garip bir açıklama. Çünkü kimse referandumun meşruiyetini sorgulamıyor. Burada belli ki ‘Oylamayı tanımıyoruz’ demek istediler. Ama referandum demokratik bir uygulamaydı. Ayrıca o açıklamada Kürdistan’la ilişkilere ne kadar önem verdiklerini söylediler” dedi.

Daha önce de Hırvatistan ve Afganistan gibi yerlerde görev yapan ve uzun zamandır Kürdistan’ı desteklediğini dile getiren Galbraith, Türkiye’nin referandum karşıtı söylemini ve referandumun iptal edilmesi yönündeki isteğinin anlamsız olduğunu ifade etti. Galbraith konuyla ilgili, “Bir kere karar alırsanız o referandum artık halkın olur. Bir liderin tarihi belirlenmiş bir referandumu iptal edebileceği nasıl düşünüldü anlamıyorum” dedi.

Peter Galbraith’in Habertürk Gazetesi’nde yer alan röportajı şöyle:

- İtirazlara rağmen Barzani referandum kararından dönmedi. Neden?

Bir kere karar alırsanız o referandum artık halkın olur. Bir liderin tarihi belirlenmiş bir referandumu iptal edebileceği nasıl düşünüldü anlamıyorum. “Kürt halkının gelecekleriyle ilgili en önemli konuda oy kullanmaya hakkı yok” demek demokrasiyle bağdaşmaz.

 Referandum günü Erbil’deydiniz. Eminim ki Kürt yetkililerle görüştünüz. Bir sonraki adımları ne?

Varılacak nokta belli: Bağımsızlık. Bunun ne zaman olacağıysa Irak yönetimine bağlı. Tabii ki bir geçiş süreci olacaktır.

- Ne kadar sürer?

Barzani ‘İki yıl’ dedi. Bazı ülkelerin bağımsızlık süreçlerine tanıklık ettim. Hırvatistan’a, Doğu Timor’a atanan ilk ABD elçisi oldum. İki yıl mantıklı bir süre. Bence bir ironi var, o da merkezi yönetim, Türkiye ve İran’ın ortak baskısı bağımsızlık ilanını öne çekebilir. Mesela Barzani, Bağdat’ın mezhepçi olduğunu söyledi. Irak nasıl yanıt verdi? Havalimanlarını kapattılar. İran ve Türkiye’yle işbirliği yaparak kara sınırlarını kapatma tehdidi savurdular. Bu yöntemler Kürtlere Irak’ın bir parçası olduklarını hissettirmek için iyi bir yol değil.

KİMSE REFERANDUMUN MEŞRUİYETİNİ SORGULAMIYOR

Washington sonuçları tanımadığını açıkladı...

Garip bir yönetimden garip bir açıklama. Çünkü kimse referandumun meşruiyetini sorgulamıyor. Burada belli ki ‘Oylamayı tanımıyoruz’ demek istediler. Ama referandum demokratik bir uygulamaydı. Ayrıca o açıklamada Kürdistan’la ilişkilere ne kadar önem verdiklerini söylediler.

- Peki ama neden böyle bir açıklamaya gerek duydular? “ABD zımni olarak referandumu destekledi ama zamanlama konusunda itirazları vardı” diyebilir miyiz?

Trump yönetimi zaten hiçbir zaman ‘Referandumu yapmayın’ demedi. Sadece ‘Zamanlama doğru değil’ dediler. Sanırım yönetimden üst düzey birileri Trump’ı, böyle bir açıklamanın yapılması konusunda ikna etmiş.

- Daha açık sorayım, ABD bağımsız bir Kürdistan istiyor mu?

Bence ABD, yakın bir gelecekte bağımsız bir Kürdistan olacağını biliyor. Herkes kaçınılmaz olduğunu görüyor. Halkın % 93’ünün bağımsızlık için ‘Evet’ dediği bir referandumdan gelecekteki hiçbir Kürdistan yönetimi geri adım atamaz.

- Bazıları “Barzani Bağdat’la müzakerelerde elini güçlendirmek için referandumu yaptı” diyor.

Bunu söyleyenler Kürdistan ya da Barzani’yi fazla tanımıyor. Barzani 71 yaşında ve tüm hayatı bağımsızlık amacı üzerine kurulu bir siyasetçi. Hiçbir hatırı sayılır Kürt siyasetçi de referanduma karşı çıkmadı.

“TÜRKİYE’NİN TAVRI MANTIKLI GELMİYOR”

- Barzani Ankara’dan bu kadar sert bir tepki bekliyor muydu?

Olumsuz tepki geleceğini bekliyorlardı. Ama tepki beklenen sonucun aksini doğuruyor. Barzani yönetimiyle en iyi ilişkilere sahip olan Türkiye’ydi. Oraya giderseniz Türkiye’nin etki alanı altında olduğunu görürsünüz. Ayrıca İran güdümündeki Şii bir Irak’ın önünde bariyer. Suriye ve Irak’taki Şii etkisinin artmasını istemeyen bir liderin İran ve Bağdat’la işbirliği yapması bana mantıklı gelmiyor.

- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Tahran ziyaretinden “bağımsızlığa karşı daha fazla adım” kararı çıktı. Nasıl adımlar bekliyorsunuz?

Tabii ki kara sınırlarını kapatabilirler. Elbette bu Kürdistan’a zarar verir ancak bir yandan da Bağdat’a ve Türkiye’nin ticaretine de zarar verir. Petrol boru hattının kapatılması da konuşuluyor. Ama ikili anlaşma ‘Boru hattı siyasi nedenlerden kapatılamaz’ diyor. Hat kapatılırsa Erbil tahkim mahkemesine gider ve ciddi miktarda tazminat kazanır. Asıl kaybedense Rusya olur çünkü aldıkları petrolün çoğu önceden satıldı. Bölgesel yönetim çoktan parasını almış durumda.

Türkiye için felaket senaryosu şuysa: Erbil ve Suriye’deki Kürt bölgeleri bağımsız olur... Daha sonra birleşirler ve Türkiye’nin Güneydoğusu’nu koparmaya çalışırlar...

Türkiye bunu istemiyor ama adeta Rojava ve bölgesel yönetimi birbirine itiyor. Bunun hiçbir anlamı yok çünkü ikisi de birbirine düşman. Bu bölgelerin askeri, ekonomik gücü Türkiye’nin yanında çok çok zayıf. Bence endişeler saçma.

- Bağımsızlık meselesinin merkezinde Kerkük var. Türkiye ya da Irak askeri müdahalede bulunur mu?

Bunu yapabilecek bir Irak ordusu yok. Ne olduklarını 2014’te, DEAŞ Musul’a girdiğinde gördük.

TÜRKİYE MUSUL’A ASKERİ MÜDAHALEDE BULUNMAZ”

- Peki ya Türkiye? Ankara anlaşmalardan doğan haklarını hatırlatıyor...

Türkiye o anlaşmaları DEAŞ Musul’a girdiğinde, diplomatları rehin alındığında bile devreye sokmadı. Ayrıca Türkiye çok da ülke dışına asker gönderip müdahale eden bir ülke değil.

- Kıbrıs örneği var. Yakın tarihe bakacak olursak Suriye’de Fırat Kalkanı operasyonu var.

Hmmmm peki. (gülüyor) Fırat Kalkanı kısıtlı bir operasyon. Ama Rojava ya da Kerkük’e yapılacak herhangi bir operasyon büyük bir çatışmayı beraberinde getirir.

Erdoğan “Modern Arabistanlı Lawrence’lar var” dedi. Türk basınında bu Lawrence’lardan birinin siz olduğu yorumu yapıldı. Ne dersiniz?

Benim adım Peter. (gülüyor) Komplo teorileri için güzel bir ifade ama hiçbir tarihsel geçerliliği yok.

‘RUSYA’NIN KÜRTLERLE TARİHSEL BAĞI VAR’

- Rusya referandum sürecinde “Irak’ın toprak bütünlüğünü destekliyoruz” demekten öteye geçmedi. Sizce pozisyonu ne?

Rusya’nın Iraklı Kürtlerle tarihsel bir bağı var. Unutmayın Barzani’nin babası Molla Mustafa, İran’daki Mahabad Kürt Cumhuriyeti dağıldıktan sonra Moskova’ya gitti. Yıllarca orada yaşadı. Rusya Kırım’da, Osetya’da ayrılıkçılığa destek verdi.

- Bağımsızlık olursa ABD’nin ilk Erbil elçisinin siz olabileceği konuşuluyor...

Pek mümkün değil. Çünkü elçileri ABD Başkanı atıyor. Ve benim Trump’la ilgili fikirlerim Dışişleri Bakanı’nınkiyle aynı.

 

 

Fly Erbil Advertisment