DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan'dan "anayasa" açıklaması
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Türkiye'nin gelecekteki anayasası sayesinde farklı renklerin kendi renklerinde yaşayabilmesi, kendi dillerini öğrenebilmesi ve vatandaşlığı yeniden tanımlayabilmesi gerektiğini söyledi.
DEM Parti Tuncer Bakırhan, “Ekmek ve Adalet” kampanyası kapsamında Bursa’da katıldığı etkinliklerde ve Osmangazi'deki halk buluşmasında yeni anayasa tartışmalarına değindi.
Bakırhan, Türkiye’de konuşulan yeni anayasada Kürdün dilinin özgürce kullanılmasına yer verilecek mi? sorusunu sorarak şu sözleri kullandı:
“Memleketi mahvettiler. Bitirdiler. Şimdi ‘yeni anayasa yapalım’ diyorlar. Tamam sivil anayasa yapalım. Peki bu yeni anayasada Kürdün dili özgürce kullanılacak mı, Kürt anadilini öğrenip eğitimi görecek mi yoksa hepimiz Türk ve tek inanca mensup bireyler olarak mı görüleceğiz. Buyurun değiştirelim. Samimi iseniz gelin. Ama yeni anayasada ‘iktidarımı 5 yıl daha devam ettireyim’ dersen kusura bakma başkalarını bilmem ama biz hiç gelmeyiz. Müzakereye varız ama olmuyorsa mücadeleye de varız. Bedeli ne olursa bu konuda geçmişi en temiz gelenekten geliyoruz.”
Bakırhan, “Yeni ve sivil anayasaya hayır demiyoruz demokratik bir anayasa olsun ama kadın arkadaşımızın dile getirdiği talepleri içersin. Kürdün dilini içersin, emeklinin, emekçinin insanca yaşayabileceği ekonomik şartları sağlasın. Türkiye’nin bütün renklerini kapsayan alevinin inanç özgürlüğünü kapsayan bir anayasaya kim hayır diyebilir, hiçbirimiz demeyiz.” dedi.
Yerel yönetimlerin yetkilerinin geliştiği yerel demokrasinin geliştiği bir anayasaya yok demeyeceklerini dile getiren Bakırhan, “O zaman yeni anayasada eğer samimilerse önce AİHM ve AYM kararlarına uysunlar, önce Selahattin Demirtaş Figen Yüksekdağları bıraksınlar. Önce tecridi kaldırsınlar. Önce sermayeye yaptıkları milyonlarca liralık vergi indirimi yerine emeklinin asgari ücretlinin ücretini artırsınlar önce kadın haklarını, önce umudunu yitirmiş gençlere umut yaratsınlar. Böyle bir şey var mı?” diye konuştu.
Ekonomik krize de değinen DEM Parti Eş Genel Başkanı, krizin sorumlusunun iktidar oluğunu belirterek şunları söyledi:
“Türkiye iyi yönetilmiyor ki zaten siz söylediniz. Ben şimdi ne söyleyeyim? Vicdanı olan, ‘ben milliyetçiyim, vatanseverim’ diyen bir iktidar emeklileri 12 bin 500 liraya mahkum eder mi size soruyorum. 12 bin 500 lira ile bir emekli gerçekten geçinebilir mi? Türkiye’nin yarısı bu arada açlık sınırının altında yaşıyor, en az 50 milyon insan. ‘17 bin lira ile geçinin’ diyebilir miyiz? Ya biraz vicdanı olan, kendisine insanım diyen ki bu siyasal İslamcılar gerçek Müslüman da değiller, gerçek Müslüman faiz yemez, haram yemez, katletmez, suçsuz günahsız insanları işinden etmez, cezaevine atmaz, akşama kadar Kürdün başına top yağdırmaz, bu topraklarda Alevilerin katledilmesini engeller, kadınların katledilmesini engeller. Bir AKP’li yetkili diyor ki ‘kadın cinayetlerinin önüne geçeceğiz’. Ya 22 yıldır siz iktidarsınız. 22 yıldır her gün 3 kadın katlediliyor. Niye? Bu soruyu hepimiz çok iyi biliyoruz. Katledilen dışarıda dolaşıyorsa, ağır ceza almıyorsa, gerçek bir yaptırım ile karşı karşıya değilse her seferinde kadın katledenler affediliyorsa insanlar katleder. Kürdü dövmek ucuz, kadını katletmeyin bir yaptırımı yok. Rüşvet almak vermek zaten bir kanun halinde geldi. Siz daha iyi bilirsiniz. Bir şey vermeden bir şey almak, bir şey olmanın artık olmadığı bir ülkede yaşıyoruz."